31 Aralık 2018 Pazartesi

Cafe Yeni Yila Hazir


Hanımlar Beyler ,
Cafe Tigris  yeni yıl dolayısıyle bugün  sabaha kadar hizmet verecektir.
Bugüne özel her türlü  yiyecek ve içecek ücretsizdir.
Lütfen çekinmeyin.
Yeni bir yıla saatler kaldı.
Bu yazının altına yeni yıldan istediklerinizi yazmanız halinde gerçek olacağı söyleniyor.
Denemesi bedava
Hepinizi bu gece Cafeye bekliyorum
Sevgiyle


30 Aralık 2018 Pazar

Aysegul amaaaaa Başka

Aysegul - Tigris 


Selam Cafeciler.
Dünkü yazımda size yaşadıklarımı anlatmıştım. Sonrasında bir cafede oturduğumu söylemiş ve sizi kahve içmeye davet etmiştim.
Cafede bir süre daha oturdum, birşeyler yiyip içiyorken sizden gelen yorumları cevaplıyordum. 
Yan masaya bir grup geldi.Grubun içindeki bir hanımefendi , sürekli bana bakıp duruyor. Bir anlam veremedim. 
İçimden dedim ben büyük masada tek başına oturuyorum cafenin en köşe en güzel yerindeyim. Onlar da kalabalık grup kalmamı mı istiyorlar acaba ? Hiç de kalkamam koca cafe diye düşünürken. 
O hanımefendi yanıma geldi. Yüzüme baktı baktı baktı Tigris dedi. Ben şok. Tigris diyince kesin blogger dostlarımdan biri diye geçirdim aklımdan. Çünkü gerçek adımla değil Tigris olarak hitap etti. 
Ben Tigris tamam da 
Ayşegül dedi.
Düşünüyorum hangi Ayşegül ya da blog adı ne diye.
Baktı ben çıkaramıyorum.
Başka zaman olsa  kesin hatırlardım. Ama o günkü buna  ruh halim izin vermedi ki 
Lise arkadaşın deyince bende bir anda flasllar patladı. 
Ah Ayşegül'cüm nasıl tanımam lisede atletizimde elde ettiğiniz yurtiçi ve yurt dışı derecelerinizle hep gurur duydum. 
Sen dedim Tigris deyince ben çok şaşırdım. 
Doğru ya bütün sosyal medya hesaplarım Tigris. Gerçek adımı bilen biri bile unutur doğal olarak.
Ayşegül'e Tigris'in anlamı ile ilgili açıklama yapıyordum ki dur dur ben biliyorum araştırdım demez mi. 
Bloğumun olduğunu ve Tigris'i de bu amaçla kullandığımı tekrar belirttim.
Neyse efendim, koyu bir sohbete daldık.
Lisede çok güzel arkadaşlıklarımız vardı. Ne güzel günler yaşamışız biz , şimdi daha iyi anlıyorum. Ve köklü bir okuldan mezun olmanın ayrıcalığını da her fırsatta yaşıyorum.
Ayşegül Anakara'da Beden eğitimi öğretmeniymiş. Burada Babası varmış ayda bir geliyormuş
.Güzel  bir tesadüf bizi karşılaştırdı.
O beni resimlerden tanımış , emin de olamamış, o yüzden dönüp dönüp bakmış. Ben de ona aklımdan geçenleri söyleyince gülümsedi.
 Ne bileyim aklıma gelmez ki o anda
. Ben dünkü halimle aynada görsem yüzümü kim bu derdim, kaldı ki Ayşegül'ü tanıyacağım.
Ayşegül geldiği grubu unuttu tabi ben de yerimi rahat etsinler diye onlara bıraktım. 
Ne kadar güzel bir karşılaşma oldu. 
Çok sıkıntılı bir günümde beni güzel günlere götürdün canım arkadaşım Ayşegül.
 Farkındaysanız  Ayşegül'ler bana iyi geliyor 
Hep hayatımda olsunlar
Sevgiyle.

29 Aralık 2018 Cumartesi

Tigris'e Ulasilamiyor Part 2


Selam Dostlarım
Sabaha kadar uykusuz ve bol gözyaşlı geceden sonra biraz sakinleşebildim.
Hayırdır Tigris dediğinizi duyar gibiyim.
Dün akşam üstü telefonumu servisten aldım.
Hemen kartımı taktım baktım pin soruyor. Tamam dedim yaşasın yapılmış
Suratsız servis elemanları yzünden oradan kaçar gibi uzaklaştım.
Pini iki kere girdim kabul etmedi.
Hemen opretaör servisinde soluğu aldım.
Bu sırada kart bloke oldu.
O kadar çok kart değiştirince dedik herhalde yanlış karta yanlış pin girdik. Hemen kart 4. Kez değiştirildi.
Yok yok yok çıldıracağım. Telefon yine sim kartı tanımıyor.
Başka bir yetkili servise gideyim dedim.
Telefonun garantisi olduğu için beni yine ana servise yönlendirdiler.
O sıkıntıyla eve geldim. Bir an düşündüm,
Ne kadar çaresizim ve yardım edecek kimse yok.
Servis operatöre yönlendiriyor, operatör servise
Sabaha kadar nasıl bir çözüm yolu bulsam diye düşündüm, durdum. Tabi durmadım ağladım, haykırdım.
Bir telefon için yaşadıklarıma bak diye
Bir iki saat ya uyudum ya uyumadım.
Kalktığım gibi ne olursa olsun o servise gideceğim dedim.
Gidiyorum ama kalbim de sıkıntıdan yerinden çıkacak gibi.
Kapıdan girdim, dedim durum bu
Ben derdimi bir türlü size ve operatöre anlatamıyorum.
Ne yapacağımı da bilmiyorum. Buyrun gözünüzün önünde deneyelim.
Daha neler dediğimi hatırlamıyorum. Sinirimden başladım ağlamaya.
Bir telefon yüzünden sağlığımdan olacağım.
Baktılar durum çok farklı süs bebekleri yumuşamaya başladılar.
Çözüm yolları aramaya giriştiler, yürekleri birden yumuşadı. Arka tafatan genç bir çocuk geldi.
Bir sürü farklı operatörün kartı denendi. Benim kart telefonları gezdi dolaştı.
Durumu en iyi anladı.
Merak etmeyin bizat ben ilgileneceğim dedi.
Böyle mi olmalıydı yani, hiç sevmediğim şey ağlamayla mı çözülmeliydi. Çaresizliğimi başka nasıl anlayabilirlerdi.
Verdim bakalım sonuç ne olur bilemem.
Anlayacağınız Tigris'e ulaşılamıyor part iki gerçek oldu.
Şimdi oturdum bir cafeye
O kadar güzel kar yayığor ki hem izliyorum hem size yazıyorum. İsterseniz gelin kahveme arkadaş olun
Sevgiyle.








28 Aralık 2018 Cuma

#MİM# 2018

2018'in degerlendirmesi

Sevgili Cafeciler
Reklam arası bitti, geldik ikinci #Mim# görevine 2018 yılının Z raporunu vermeye .
Öncelikle beni bu mime davet eden sevgili Beyaz yakalı bloğunun sahibi Mehmet Bey'e teşekkür ederim. Onun mim yazısını okumak için Buraya buyurun lütfen.
Bu arada aramıza yeni katılan dostlarımızın mim hakkında bilgi sahibi olmaları açısından mim etkinliği nedir nasıl hazırlanır, konusundaki yazım için Tık tık

Gelelim sorularımıza

1- 2018 senin için nasıl geçti?

 2018'in nasıl geçtiğini söylemek kadar zor bir şey yok.
Ocak ayı muhteşemdi. Ama şubat ayı ki benim doğduğum ay her sene çok güzel geçerdi.
Bu sene ve bundan sonraki seneler bendeki izleri çok derin olarak geçecektir.
Çünkü 13 Şubat 2018'de ben babamı kaybettim. Biricik kızını gözünden sakındığı kızını bırakıp gitti. Kolumu kanadımı kırdı da gitti.Kendisini  bu ülkeye mesleğine adayan çok değerli bir eğitimciydi. Ah babacığımmmmm bu çok erkendi çok.

2- Bu yıl yapmak istediğin ama yapamadığın bir şey var mı?

     Bu sene hiçbir şey yapmak gelmedi içimden.
      Daha yeni yeni toparlanıyorum desem yeridir.
       Ama bir kaç gün öncesinde bizlere tanınan alan değişikliği hakkımı kullanmak istedim ve asıl branşım olan çocuk gelişimi öğretmenliğine geçmek için çok ümitlendim. Maalesef ki ilimizde branşımda açık kadro olmadığı için sonuç olumsuz oldu. Bunu yıllardır istiyordum aslında. Gerçi bir yanım da istemiyordu. Bir dönem de olsa Ayşegül vardı, onu bırakıp nasıl giderim diye düşünüyordum. Hayırlısı belki sonraki yıllarda isteğim olur.

3- 2018'i bir tatlıya benzetsen neye benzerdi ?

2018 tatlı olsa  pişmaniye olurdu.  Görünce ağzınızı sulandıran ama ağzınıza attığınızda hemen dağılıp tadını yitiren, üstelik her tarafınıza  yapışıp bulaşan pişmaniyeye benzerdi benim için.





4-Bu yıl en sevindiğin olay nedir ?
Başta da söylemiştim bu sene ocak ayı muhteşemdi benim için. Yurt dışında İsviçre Alpleri'nin sınırındaki Almanya'nın şirin bir kentine yaptığım 10 günlük gezi ve yaz tatilinde ilk görev yaptığım  yer olan Kastamonu'ya  yaptığım ziyaret   yılın beni en çok sevindiren iki  olayıydı.
 Almanya Gezisi  İle ilgili yazım  Burada

5- Bu yıl en çok hangi filmi, diziyi, müziği, kitabı beğendin?


Sinemaya gitmeyeli çok zaman olmuştur. Bu sene bırakın sinemayı işim olmadığı sürece evden dışarı çıkmak istemedim. O yüzden yeni bir fikm izledim desem yalan olur.
Açıkcası ben hiç dizi izlemem yeni diziler için de söyleyeceğim bir şey yok.
Ama bu sene dönüp dönüp Yeditepe İstanbul'u izledim. En çok beğendiklerimden birisi olarak
kalacak bir dizi
Müziğe gelince sanat müziğinden başka müzik pek dinlemem ben. Ama Yılın son günlerine damgasını vuran Ayşegül'le yeniden gündemime oturan Ateşle oynama  günlerce dilime dolandı.

Kitap derseniz işte derim benim en sevdiğim konu.
 Bu sene de çok kitap okudum. Sayısını bilemem şimdi.En çok beğendiğim günlerce beni etkileyen kitap  iki kitap oldu.
Okuduğum sıraya göre birinci kitap Osman Balcıgil'in Afife Jale'si oldu. Bestekar Selahattin Pınar'la olan aşkları bu kitapta beni kendine çeken en büyük etken oldu.
 Bu kitapla ilgili yazdığım yorum için  Afife Jale






İkinci kitap ise Yılmaz Özdil'in Mustafa Kemal'i dir. Ki bu kitap her sene en az bir kere okunmalıdır.  Ve kaç arkadaşıma da hediye olarak bu kitabı aldım.










Keyifle tamamladığım mim görevimin olmazsa olmazı kısmına geldi sıra bakalım günün şanslı isimleri kimler

Bulut Gölgesi
Yaşamdan Yazılar
Bir Yıldızın Hikayesi

Mimlendiniz haberiniz ola











27 Aralık 2018 Perşembe

Kek - Sicak Cikolata Ve AYSEGÜL

Portakallı- Kakaolu Kek

Selam Cafeciler,
Eve az önce geldim, yalan yanlış yemek yedikten sonra hemen bilgisayarın başına oturdum.
anlatacaklarım yine bizimki üzerine. Hadi alın çayınızı kahvenizi,
Ben size demedim mi benden ne zaman kek isteyecek acaba diye?
Geçenki yazımda da bahsetmiştim . Okumak isterseniz Burada
Salı günü kek muhabbeti açılınca yapıştırdı lafı. Gerçekten birkek yapsan da biz de yesek. Hahhhahhaa güldüm . Tamam dedim. Akşam çıkışta her taraf kış kıyamet, tamam dedim kesin kar tatili olur. Bütün çocuklar yaşasın diye sevinç naraları atarken Ayşegül'de beş karış surat.
"Ne oldu nedir bu surat ?"
"Ne olacak ben tatilleri hiç sevmiyorum, okul tatil olmasın bak sana kızarım" dedi.
Ben de "Ayşegül tatil olursa sen de benim evime gelirsin çay kahve içer karı seyrederiz"dedim
"Cevap yine gecikmedi.
"Çay kahve içmem ben , bu havada sıcak çikolata iyi gider"
Tamam dedim olur.
Vedalaştık, tabiki gece kar tatili oldu.
Ben de hazır evdeyken bir kek yapayım dedim.
Bugün okula geldiğimizde Ayşegül sevinçten uçuyordu.
Hoş beş ettikten sonra
Telefonun olmadığını fark etti.
"Telefon tamircide" dedim
"Afferin sonunda başardın, ben sana kaç kere söyledim,dinlemedin beni, şimdi artık aradığınız öğretmene hiç ulaşılamıyor" dedi. Hahhahhaa cevabımı aldım oturdum.
Usulca kulağına bugün size bir sürprizim var dedim
Tabiki meraktan öldü.
Keki çıkardım, sıcak çikolataları hazırladım.
Nasıl mutlu oldular anlatamam.
Ayşegül ye bakalım hani istedin ya kek sıcak çikolata dedim.
Kek güzel de portakal kabuğu rendesi olmamış.Dedi yedi ama pek beğenerek yemedi.
Nasıl yaptın tarifini ver dedi.
Başladım anlatmaya , yok bir kağıda yaz da ver dedi.
Peki dedim işte çalışabilir miyim, pek beğenmedin keki .
 Bir dahaki yaptığında sade yap ve siz hani geçen gün bir kağıt göstermiştiniz ya (Meslekler konusunu işlerken, mesleğimiz olması için diplomamız olması gerektiğini söyleyip, diplomamı göstermiştim. Onu diyor.)neydi o
Diploma mı?
Hah işte diploma alman lazım
Peki nereden alacağım onu?
Bizim şirket verir dedi.
İşin içine diploma da girdi , her an kapı dışarı edilebilirim.
Patron dışında bütün çocuklar beğendi , bilmiyorum artık sonum ne olur a dostlar .
Ayşegül herkes seni soruyor ?
Kim soruyor
Seninle yaşadıklarımı yazıyorum , insanlar da yazdıklarımı okuyorlar ve seni merak ediyorlar. Meşhur oldun
Ben sadece bir çocuğum bu yaşta nasıl meşhur olurum, niye beni merak ediyorlar ki? dedi
Bir cevap veremedim, bu kadar çirkinliklerin içinde senin o güzel dünyan insanlara mutluluk veriyor demedim diyemedim.
Sevgiyle




26 Aralık 2018 Çarşamba

Aradiginiz Tigris'e Bu Siralar Ulasilamiyor

Aradiginiz Tigris'e ulasilamiyor

Selam Dostlarım.
Umarım sizlerde her şey yolundadır.
Benim için pek aynı şeyi söyleyemiyorum.
Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktılar mı desem,
Tigris'in başına gelen pişmiş tavuğun başına gelmedi mi desem,
Yoksa buna da şükür mü desem?
En iyisi yazının sonunda siz karar verin benim halime.
Bundan bir 15 gün önce operatör şirketimden bir mesaj geldi. İnternet aboneliğiniz sona ermiştir, diye.
İnternet demek bnim sizlerle olan bağlantım , demek cafem demek ,çocuklar demek , herşeyim demek. Evdeyken sorun yok ama dışarıda ve  okulda mobil internet olmazsa olmazlardan.
Her neyse ben de operatör şirketimin bir bayisine giderek durumu anlattım bana uygun bir tarife önermelerini söyledim.
Ben bekliyorum ki şu tarife olsun, o gün de internete su kadar yemek kadar ihtiyacım var acele de ediyorum.
Görüştüğüm kişi "Abla  sen çok fazla ücret ödüyorsun gel senin numaranı git gel yapalım" dedi.
Nasıl oluyor uş o dedim.
" seni önce başka bir operatöre taşıyacağız, bir kaç gün sonra da seni yeniden opreatörümüze alacağız"
 Peki dedim demesine de ah nerden bilirdim sim kartının beni inim inim inleteceğini.
Neyse 4. Günün sonunda bir mesaj geldi ve ben yeni sim kartını telefona taktım. Bir kaç günlüğüne kullanacağım diye kontörlü hatmış meğerse, ne kimseyi arayabiliyorum, ne mesaj gönderebiliyorum.
Neyseki arayan bana ulaşıyor. Wifi ile idare ettim.
Sonrasında diğer opreratöre taşınma süreci başladı. Telefona mesaj geldi, nasıl sevinçliyim yaşasın artık hattım var en önemlisi mobil internetim var. Hahhhahhaa daha çok sevinirsin sen Tigris.
Kartı taktım, sözüm ona akıllar üstü son modellerden biri olan telefon senin kartını tanımam dedi. Ah o elma varya o elma?  Akıllara bak sen.Kartı çıkardım yeniden taktım, yok, bir daha çıkardım yok. Bir gün bekledim yine yok. Nuh'a eyvallah da  peygamber dememeye yemin mi ettin be mübarek.
Eski hatta baya baya eski kartı takıyorum, kartı tanıyor, kontörlü hattın sim kartını takıyorum,tamam diyor. Ama yeni karta resti çekiyor seni tanımam diyor.
Ben tabi soluğu operatör bayiinde alıyorum.
Diyorum durum böyle böyle. Sim kart bozuk mu diye yenisiyle değiştiriyorlar olmuyor, o da bozuktur diye üçüncü kart takılıyor sonuç yine aynı. Kartı başka tekefona takıyoruz hemn tanıyor ama benim sözüm ona akıllı hafızasından silmiş  bir kere tanımıyor.
Çözüm bulamayınca bana yetkili servisin yolları görünüyor. İçeride tepden bakan bir görevli baaayaaannn  sorunun ne olduğunu anlamadan ilgilenmeye bile tenezzül etmiyor. Ben de o kızgınlıkla çıkıyorum , zaten okula geç kalmışım. Akşam eve gelince internetten araştırıyorum. Bu akıllılarda bu sorun genllikle oluyormuş. Ama söyledikleri çözümlerin hiçbirisi işe yaramadı. Son çare telefonu sıfırladım aklı başına gelsin diye yok yok yok.
Operatörün müşteri hizmetlerini aradım çözüm yok,
Telefonun yetkili servisini aradım yine yok.
Çıldırmak işten değil.
Bugün kar tatilini fırsat bilerek yine  gittim bayiye. Onlar da ne yapacaklarını şaşırdılar. Nasıl yardım etsek derdine düştüler.
Baktık olmuyor,suratsız yetkili servise gitmekten başka çare kalmadı.
Birbirinden ukala süs bebeğini oraya oturtmuşlar bu sefer diğeriyle muhattap olmaya karar verdim. O da diğeri gibi derdimi dinlemedi bile. Sim kart bozuktur dedi çıktı işin içinden .Kendimi zor tutuyorum, bir şey dese basacam yaygarayı.
Bakalım beklemedeyim 7-9 gün arasında sonuç gelirmiş ama yasal süre 21 güncükmüş.
Ölmem ya o kadar bekledim,biraz daha beklerim.
Bu sırada belki biri acır da haline bir telefon alır bana. Hahhahhaa
Neyseki wifiden ulaşıyorum ulaşacağıma. Telefon edecek merak edecek kimsem de yok.
Benim sınavım bekleme uzerine kurulmuş. Bekleyeceğim başka çare yok.
Umarım Tigris'e ulaşılamıyor part 2 durumu olmaz.
Ah Tigris sen misin çocuklara iki de bir "Aradığınız öğretmene şu anda ulaşılamıyor" diyen?
Al sana gerçek oldu. Napim ama onlar da en meşgül olduğum anlarda hep bir  ağızdan öğretmenim öğretmenim diyorlardı.
Hele o Ayşegül var ya o cadı. Telefonda sorun   olduğunu duyunca bana " Tamirciye gönder sen de "dedi. Bir kaç gün sonra telefonun hala kullanım dışı olduğunu duydu " Ben sana tamirciye götür demedim mi ?"   Dediydi de ben dinlemiştim onu.
Bu sıralar sizlere ve buralara fazla uğrayamayabilirim. Siz sık sık gelin ama , arayıp sorun beniiiii
 Not: Telefonla ulaşamayan dostlarım Facebook, instagram, twitter'dan bana ulaşabilirler. Sağ üst köşede adreslerim mevcut.
Uzun lafın kısası bu sıralar aradığınız Tigris'e ulaşılamıyor.






25 Aralık 2018 Salı

#MİM # Cafe Tigris'in 2019 Hedefleri ve Hayalleri

Cafe Tigris'in 2019 hayalleri ve hedefleri


Merhaba Güzel dostlarım
2018'in son haftasına girdik. Koca bir sene nasıl da hızla geçti.
Çoğu günlerim rutin gibi görünse de beni en çok umutlandıran şey cafedeki yazılarım ve siz dostlarımın ziyaretleri ve yorumlarınız oldu.
Hem  eski hem de yeni dostlarımla keyifli anlara tanıklık ettik, güzel  erkinliklerde buluştuk. Bu etkinliklerin en güzeli de "MİM" etkinlikleri olsa gerek. Mim etkinliklerinin belli bir kuralı vardır bunu da unutmamak gerek. Mim etkinlikleri ile ilgili gerekli bilgi için TIK TIK
Her mim yazısı gördüğümde kalbim pır pır eder, acaba kim mimlendi, ben de var mıyım o isimlerin içinde,  dostumun bilmediğim hangi yönünü öğreneceğim acaba ?
Sene sonunda iki ayrı mimde iki güzel dostum  da beni  unutmamış ve mim etkinliğine dahil etmiş.
Birinci mimde Cafe Tigris'in 2019 hedefleri ve hayalleri
İkinci mim de ise 2018 yılının Tigris için bir Z raporu niteliğinde olacak.
Birden teleşa kapıldım ama ben daha birini yapamamıştımmmm ikincisi ve belki yarın üçüncüsü.
Neyse lafı uzatmadan  birinci mimi yazmaya başlayayım.
 Sevgili Beyda'nın  başlattığı ve sevgili Derya'nın  Deli Kızın Bohçası beni de sobelediği mimde
Cafe Tigris'in 2019 hedefleri ve hayalleri nelerdir? Sorusuna cevap verceğim.
Öncelikle sevgili Derya'ya bu mim için çok teşekkür ederim.
Cafe Tigris bloğunun ilk günden beri süregelen en büyük hedefi , çok güzel dostlara kapılarını açmak, blogdan öte cafe sıcaklığındaki bloğunda sanala inat gerçek duygulara yer vermek olmuştur.
2019'da yeni yeni dostlarımın  da çok çok çok olması en büyük hedefidimdir. Ki öyle çok dostum olsun  ki yorumlara cevap yazmaya yetişemeyim. Beddua gibi dua oldu  beee.  Ben de  gece gündüz kapı kapı dostlarımı gezeyim, gezmelere doymayayım.
Ayşegül 2018'in son günlerine damgasını vurdu, diliyorum ki cafemde 2019 da da ondan çok çok bahsedeyim.
Daha çok içerik, daha çok yazı, daha çok konu ve daha çok tıklanma sayısı en büyük hayalimdir.
Öyle ki bir bakmışım ki cafe gerçek olmuş ve ben dostlarıma nefis kekler eşliğinde kahve içiyorum.
Ahhh hayallerrr , Allah vermeyeceği şeyin hayalini kurdurmaz derler.
Ben de Cafemin gerçek olması hayaliyle yanıp tutuşuyorum.  2019' da hayallerimin gerçekleşmesi dileği ve ümidiyle
Dua ile noktayı koyuyorum .
Supaneke dinimis Çok aminnnn 🙏🏻🙏🏻
Diğer mim çok yakında Cafe de olacak cafeden ayrılmayın .

Gelelim işin en güzel yanına . Bakalım kimler söbelendi?
Dert Anası
Her Telden
Aylak Editör

Bloglarının sahipleri sevgili dostlarım mimlendinizzzzzz

19 Aralık 2018 Çarşamba

Aysegül’den KISA KISA

Merhaba Dostlar ,
Herkeste bir merak bu hafta Ayşegül yok mu soruları, mailler, okuldaki arkadaşlarrdan yazıları okuyanlar  okumayanlara da duyurmuşlar herkes  Ayşegül’le tanışmaya geliyor.
Tamam tamam sizi merakta bırakmayacağım.
Ayşegül’lü hikayeler

Kahvemi yaptım oturdum koltuğuma toplanın  şöyle yamacıma yamacıma
Her günümüz ayrı bir hoşluk içinde hangi birisini anlatsyım bilemedim ki.
Unutmadan kaleme almam lazım.
 Efendim bu arada kek işlerine devam ediyorum patron benden memnun. Bekliyorum bakalım  “ Gerçekten  bi kek yapıp gelsen de  biz de yesek “ diyecek  İlgili yazı için .TIK TIK
Kek demişken bugün onlara güzel kurabiyelerden  almıştım. Küçük süslü bir sepete  kurabiyeleri bir güzel dizdim üzerini de şık bir peçeteyke örtüm masamın kenarına koydum. Bekliyorum ki görsün de bana sorsun diye . Tabiki cingöz hemen gördü, diğer çocuklara da fısıldadı.
 O sormadan hemen soruyu  ben yapıştırdım.
Bu sepet kimin biliyor musunuz çocuklar .
O da cevabı yapıştırmada gecikmedi
Kırmızı Başlıklı kızın
 Evet doğru Peki içinde ne var?
Yine Ayşegül’den hızlı bir atakla gelen cevap
Ninesine götürdüğü yiyecekler var.
Evet doğru fakat bu sefer kırmızı başlıklı kız sepetini size getirmiş
Yine ışık hızında cevap
Kırmızı Başlıklı Kız da çok nazikmiş.
Öğretmen burada gülme molası veriyor. İsteyen kahvesini alıp gelebilir.
Ayşegül’ün  bir sonraki diyaloğu az sonraaaaa :)))

Geçenlerde uzay konusuna şöyle bir değineyim dedim. Kitaplarındaki uzay roketini göstererek
Bu nedir çocuklar dedim
Uzayyyyyy roketiiiii dediler hep bir  ağızdan
Peki uzay roketiyle insanlar ne yapar
 Hıh Uzayı incelemeye çıkarlar cevabını bekliyorsanız benim gibi  daha çok beklersiniz.
Hemen yapıştırıyor benimki cevabı.
İnsanlar uzay roketiyle yıldızları temizlemek için çıkarlar
Peki Ayşegül  insanlar yıldızları neden temizlerler
Niye olacak daha iyi parlasınlar diye
 O anda ben ve diğer çocuklar acaba mı ?
Kafamda sorular sorular  sahi acaba mı ? 😉

Ayşegül’ün diğer maceraları için
Tıktık
Tık
Tık
Tık
Tık

17 Aralık 2018 Pazartesi

Çok Güzel İslere Kalkistik

Kanadı Kırık Meleğin Kanadına Takılanlar 

29 kasım sabahı  bir mesajla güne başladım. mesaj sevgili blogger dostum Derya'dan geliyordu. Bilmeyenler için Derya'nın Spor Günlüğü ve Deli Kızın Bohçası bloglarının sahibi canım dostum.
Tigris vaktin varsa seninle bir konuyu görüşmek istiyorum diyordu.
Hemen cevap yazdım. Canlı bağlantı yaparak yüz yüze görüşme şansımız oldu.
Deryacım bana bir kitaptan bahsetti." Kanadı Kırık Meleğin Kanadına Takılanlar."
Eminim ki sosyal medyada bu konu ile ilgili bir yayına rastlamışsınızdır. Kitabın yazarı yaşamın büyük kahramanı Rukiye Türeyen %99 engeline meydan okuyup tek parmağıyla yazdığı kitapla yaşama tutunma azmiyle bütün gönüllere girmiştir.  Rukiye kitaptan elde ettiği gelirle güzel bir hayali gerçekleştirecek ve annesine ev alacak.
Sevgili Derya benden bir şey rica etti. Bu kitaptan 50 tane almamı 5 tanesini kendisine 1 tanesini Daha Mutlu Yaşam bloğunun sahibesi sevgili Yurdagül'e  1 tanesini de kendime ayırmamı istedi. Eee kalan 43 kitap. hah işte onlar da benim kütüphanelerime gönderilecek. Şu ana kadar adıma açılan 4 tane kütüphane bulunmakta. Bunlardan 1. si Eskişehir'de 2. si Bilecik Kınık'ta 3.sü Bilecik Bozüyük, son kütüphanem de Sakarya Pamukova'da.
Asıl kütüphanelerin kurucusu ve beni de bu konuda yönlendiren kişi Sevgili Nejat İşçan 'dır. kendisinin şu ana kadar açtığı kütüphane sayısı bugün itibariyle 140 tanedir. Nejat işcan ile ilgili detaylı bilgi için Buraya tıklayın
Nejat İşcan 
Kitaplar hemen elime ulaştı. Derya'nın ve Yurdagül'ün kitaplarını hemen postaladım. Yurdagül'e hemen ulaştı. Derya'nın kitapları da bugün yarın eline ulaşır.
kalan kitapları da Cuma günü Sevgili Nejat İşcan Hocama teslim ettim . Hocamı ofisinde yine çalışırken buldum. yeni bir kütüphanenin hazırlıklarını yapıyordu. Kitaplara çok sevindi, gerekli yerlere gönderilerini yapacağını belirtti.


Böyle güzel ve anlamlı bir işe dahil olduğum için çok mutluyum. Sevgili Derya'ya da yürekten teşekkürlerimi sunuyorum.  Diliyorum ki hep böyle anlamlı şeylerde buluşalım ve hep insanların yüreklerine ulaşalım.
Sevgiyle
17.12.2018

10 Aralık 2018 Pazartesi

Yasasin İse Alindim

Cikolatali kek - Cappucino

Hahhhahhaa başrollerde yine o?
 Kim olacak işte o . Herkes adını ezberledi artık AYŞEGÜL
Usulca yanıma geldi,
 fısıltıyla işe alındım dedi.
Aaa hayırlı olsun nerede işe alındın ne işi yapacaksın dedim.
Ben değil sen işe alındın dedi.
Ben mi?
Evet sen ?
Ne işiymiş o ?
Kek yapacasın.
Nasıl kek?
Muzlu, sade, çikolatalı nasıl yaparsan ?
Birazdan seninle görüşeceğim dedi ve arkadaşlarının yanına gitti.
Biraz sonra beni masamdan kaldırdı, gel şöyle camın önündeki koltuklara oturalım seninle görüşelim dedi.
Kız arkadaşlarından birine seslenerek, bize içecek bir şeyler getirin, dedi.
Seni işe aldık, artık kek yapacaksın
Siz beni nerden biliyorsunuz
Telefon numaranız bizde vardı
Aa hatırladım geçen sene iş başvurusu yapmıştım. Ama şimdi  benim bir işim var
O zaman bu işten İSTİFA et demez mi? (Öğretmen  burada bir kaç saniye boş boş bakar . İstifa kelimesinin anlamını da biliyor)
Peki ben işe nasıl gelip gideceğim, servis var mı.
İş yeri evinize çok yakın yürüyerek gelebilirsiniz
Peki yemek verecek misiniz
İşyerimizin yemeklerinden yersiniz.
Peki anlaştık, hemen Müdür Beye  bir istifa dilekçesi yazayım.
Yaaa öğretmenim ama oyunda istifa edeceksiniz.
Peki yarın saat 1 'de işe gelin
Görüşme bitmiştir dedi kalktı gitti.
Ömrümde bir iş görüşmesine katılmadım, ama katılsaydım ancak bu kadar gerçekçi olurdu .
Yaşasın işe alındım, artık kek yapacağım, hatta hafta sonu deneme bile yaptım. Ayşegül'e mahçup olmayayım ama değil mi?

Ayşegül’ün diğer maceralarını okumak için aşağıdaki yazılara tık tık

Kim şanslı
Ateşle Oynama
Sizin Piliniz Kim?
Kelebek Kanat Çırpıyor



6 Aralık 2018 Perşembe

Kelebek Kanat Cirpiyor


Evet evet Ayşegül, yine Ayşegül
Bugün serbest saatte yanıma geldi,
Öğretmenim, hani geçen gün ahtapot yapmıştık ya, ben eğitimliyim o ahtapotun aynısından yapabilirim dedi.
Anlamadım dedim
Tekrarladı ben ahtapot yapmak için Eğitimliyim , aynısını yapabilirim . Yani sizden eğitim aldım dedi.
Gülmemek için zor tutuyorum kendimi. Neme lazım her an bir laf yapıştırır.
Benden kağıt istediler. Kağıtlarını verdim. Boya , makas, yapıştırıcı da aldılar dolaptan.
Çaktırmadan gözetliyorum. Benden Eğitimli Ayşegül, hem kendisi yapıyor hem de arkadaşlarına nasıl yapacaklarını gösteriyor.
Bir ara beni yanına çağırdı.
Öğretmenim , hani makasla kağıt kesiyoruz ya
Evet Ayşegül kesiyoruz
Hah işte bu sırada makasın gölgesi kağıdın üzerinde kelebek gibi görünüyor.
Makas hareket ettikçe kelebek sanki kanat çırpıyor gibi oluyor.
Bakın bakın öğretmenim.
Evet çok doğru Ayşegül.
Bu sırada
İç sesim diyor ki Tigris bunca yıldır hergün en az bir kere makasla bir şeyler kesiyorsun da bunu nasıl da farkedemedin, Sen ki ayrıntıları gözden kaçırmazsın?
Ahhh Ayşegül bakalım sen bana daha neler öğreteceksin ?

Ayşegül’le ilgili diğer yazılar
Kim şanslı
Ateşle oynama
Sizin piliniz kim?

4 Aralık 2018 Salı

Sizin Piliniz kim?

Efendim gün geçmiyor ki Ayşegül’le ilginç bir diyaloğumuz olmasın.
Mutfakta yemekteyiz. Ayşegül’ün gözü duvardaki saate. Kaç gündür nasıl takip ettiyse artık. Bugün sorma gereği duyuyor.
Öğretmenim şu bozuk saatte hiç çalışmıyor.
Ayşegül o bozuk değil sadece pili bitmiş. Yarın pil getireyim çalıştıralım saati.
Ertesi gün saatin pilini değiştiriyorum ve bunu çocuklar görmeden yapıyorum.
Tabiki yemek saatinde benim cingöz saatin çalıştığını fark ediyor.
- Saatin pilini değiştirmişsin diyor.
- Evet saatin pilini değiştirdim . Saatin çalışması için pile , sizin vücudunuzun çalışması için de yemek yemeye ihtiyacı var diyorum.
Sessizce kahvaltılarını yapıyorlar. Ayşegül ne durup düşünüyorsa birden
öğretmenim saatin çalışması için pile ihtiyacı var , "Sen saatsin  sizin piliniz  de biziz" diyor.
Durup düşünüyorum.
Evet benim yaşam kaynağım, yaşam heyecanım, mutluluğum sizlersiniz.
Ah Ayşegül yine yaptın yapacağını.
Ayşegül’ün diğer maceralarını okumak için
      TIK TIK
Ve BURADAN

Peki sevgili dostlarım sizin piliniz kim ?



2 Aralık 2018 Pazar

Adı Hüzün


Mutsuzluk
Kalbimi mesken etmiş bir kere
Gelişin de , gidişin de
 Hüzün
                       Tigris
                 02/12/2018

30 Kasım 2018 Cuma

ATESLE OYNAMA

şşşş sessiz 1,2,3
Ateşle oynama ateşle oynama
Sonunda ellerin dillerin yanacak
Dilersen gel beni bir kere daha vur
Vurduğun yerlerde güller açacak

( Yüksek perdeden )
ATEŞLE OYNAMAAAAAA
ATEŞLE OYNAMAAAAA

masamda işlerime dalmıştım, kafamda son günlerde takılan bir düşünce önce bir fısıltı duydum sonra Ayşegül ve saz arkadaşları ellerine kapmışlar birer mikrofona benzer ayna  tarak ne varsa. Birden sesleriyle irkildim. Sanki benim düşüncelerimi okumuşlar da bana cevap veriyorlar. Of ki ne of
 Başımı bir kaldırdım ki benimkiler klip bile çekiyorlar.
Eskilerden kalma bir şarkıyı duymak beni çok mutlu etti.
Nerden biliyorsunuz bu şarkıyı dedim. Televizyonda çalıyor oradan duyduk dediler.
EEE Tigris sen böyle yabancı kalırsan televizyona müziğe. Sonra araştırdım.Sıla  Erol Evgin'le düet yapmış meğerse
Kaç gündür bizim sınıfta  durum ateşle oynama ateşle oynama ateşle oynamaaaa
Ah ayşegül yine dilime doladın ne diyeyim sana .
Şu zamanlardaki ruh halime de pek mi uydu nedir?
Ayşegül neydi bir daha söyle şşşş 1,2,3,
Ateşle oynama ateşle oynamaaaaa

şuraya şarkıyı bırakıyorum sizin de dilinize dolansın ohhh

29 Kasım 2018 Perşembe

KOMİK ANILAR

Resim yazısı ekle

Dün sosyal medya hesaplarımda dolanırken bir toplulukta, öğretmenle ilgili ilginç bir anınızı paylaşır mısınız diye bir yazıya rast geldim.
Aklıma komik ve bir o kadar da yaratıcı cevaplı bir anım geldi.
O hafta konumuz uzay ve dünyamız. ve ben bir gün çocuklara uzayı anlattım. Peki çocuklar uzayda yaşayan canlılara ne denir acaba , çocuklar uzaylı diye cevabı yapıştırdılar.
Uzay konusundan sonra tümden gelim metoduna uygun olarak dünyamız konusuna geçtim. Ertesi gün dünyadaki kıtalar bölgeler, derken ertesi gün buzulları anlatıyorum.
Bu arada her gün bir önceki öğrendiklerimizi de pekiştiriyoruz.
Peki çocuklar buzullarda yaşayan insanlara ne denir.
Ben eskimooooo diye bağıracaklarını düşündüm. hahahhhaa Tigris sen daha çok beklersin :))
bir öğrencimden gelen cevap BUZAYLI
Hahahhhaaa ben bu cevap karşısında önce gülmekten kendime gelemedim, sonrasında da yaratıcı cevabı karşısındaki hayranlığımı her fırsatta en güzel anılarım olarak çevremdeki insanlara anlatır oldum.
 Ah çocuklar , güzel yüreklerim, benim yaşam kaynaklarım.

24 Kasım 2018 Cumartesi

Aaa Öğretmen misiniz?

Öğretmenler günü

Aaaa öğretmen misiniz?
Oh ne güzel kışın 15 gün yazın 3 ay tatiliniz var .Yarım gün okula gidiyorsunuz. Kar yağdı tatil, sel oldu tatil oh ne ala ne ala
Belediye öğretmenlere indirimli kart veriyor , biz de memuruz bize neden indirim yok?
Bizim çocuk bu sene üniversite sınavına giriyor, ondan bir şey olmaz da bari bi öğretmen oluverse.
Hocam geçende sen benim çocuğuma laf söylemişsin.  çocuğumun "piskolocisini"bozmuşsun
15 gün tatil biz şimdi çocukları evde nasıl avutacağız hocam.
Çocuk çok ateşliydi yine de getirdim sen ilaçlarını içiriver hocam, ateşine de bak yükselirse telefon edersin. Ben filanca hanıma güne gidiyorum.
Öğretmen değil misin tabiki çocuğumun pantolonunu toplayacaksın senin paranı biz ödüyoruz.
Hocam dün  akşam 23:45’de  sizi aradım . 2.Aradığımda meşgule attınız. Ben ısrarla tekrar tekrar aramaya devam ettim . Ama siz telefonunuzu açmadınız. Yarın beslenmede ne getirecektik onu soracaktım.
Öğretmen hanım benim çocuğum peynir yemez ben ona muz koydum onu yesin
Hocam çocuğum telefonu elinden bırakmıyor sen bi kızsan da çocuk bıraksa
Çocuğum , uslu dur bak yoksa ararım öğretmeni.
Hocanım sen bekarsın anne olmadığın için çocuklara güzel yaklaşmazsın
Bak bak Öğretmen dünkü kıyafetini bugün de giymiş gelmiş. Önceki gün giydiği kıyafet de hiç yakışmamıştı zaten.
Öğretmen hanım sen benim çocuğumu ayırmışsın resim çekinirken arkaya atmışsın.
Hocam filan okuldaki anasınıfı hocası  çocuklara okuma yazmayı öğretmiş sen de öğretsen ya
Hocam ben internetten okudum, o öyle değil böyle.
Öğretmen hanım sen biraz erken gelsen okula , ben çocuğu sana bıraksam , yoksa güne geç kalıyorum.
Hocam Milli Eğitim Müdürü’ne çıkarım , Bakanı ararım haaaa
Şu yakın okulda bekar bir öğretmen varmış tam benim oğluma göre. Yarım gün çalışır sonra evde çoluğuna çocuğuna bakar.
Hocam benim çocuğum biricik biz  ona kıyamıyoruz. Onun her istediğini yapıver.
Filanca sınıf  öğretmenlerine küçük hediye almışlar biz öğretmenimize büyük hediye  alalım da görsünler.
Öğretmen yine veli toplantısına çağırıyor kesin para isteyecek.
Öğretmen benim çocuğa taktı 45 vermiş.
Bugün neyi bahane etsek,
Bugün hangi sorunu üretsek,
Bugün neyi şikayet etsek?
Öğretmen  hanım şöyle
Öğretmen hanım  böyle
Öğretmennnnn
Öğretmeeeee
Öğrettttt
Öğğğğğ

Kafamda deli konular
EVET ben ÖĞRETMENİM
         Tigris
     24/11/2018



17 Kasım 2018 Cumartesi

TÜKENDİM


Hiçbir şey eskisi gibi değil
Ve ben o eski ben değilim.
 Tamamlanmadan  uyanıyorum
Gün be gün
Umutsuz  rüyalarımdan.
Benim olduğunu sandığım odalarında
Kayboluyorum her seferinde,
 Ahşap virane evin
Geçmiş  mutlu izlerini de
Bohçasına tıkmış gitmiş.
Cancazım
İnsan her istediğini elde edemez
Edemiyor da zaten.
Neden o zaman bu ısrar.
Aradığın hayal ben değilim, hiç değilim .
Bir bir
Topladım yüreğimden
Umutsuz hayallerimin kırıklarını.
Geç kaldın ,
Çok geç kaldın...
Bilmedin
Bilmek istemedin
 Tükendim , TÜKETTİN
Öldürdün
Geç  artık
Bu AH’lı sevdadan.
                Tigris
               17/11/2018



14 Kasım 2018 Çarşamba

Orhan Veli

HİCRET 
        I
Damlara bakan penceresinden
Liman görünürdüVe kilise çanlar
Durmadan çalardı, bütün gün.
Tren sesi duyulurdu yatağından
Arada birVe geceleri.
Bir de kız sevmeye başlamıştı
Karşı apartımanda.
Böyle olduğu halde
Bu şehri bırakıp
Başka şehre gitti.



 Bu şiirini, 2016 yılında ölüm yıl dönümünde  seslendirmiştim.

         

Ne zaman Orhan veli adını duysam aklıma bu şiiri gelir. 
Damlara bakıyor benim de pencerem ve tren sesi duyuyorum özellikle geceleri. 
Bugün Onun ölüm yıl dönümü. Veli'nin Oğlu 14 kasım 1950'de  kısacık yaşamına  sığdırdığı tarifsiz kederler içinde göçtü gitti bu dünyadan. GARİP adamdı garipti şiiri, yaşamı ve  de ölümü. Belediyenin açtığı çukur Onu bizlerden alıp götürdü. 

12 Kasım 2018 Pazartesi

Kim Şanslı ?


Çocuklarla yaptığımız etkinlikler sırasında rastgele bir yere oturur, onlara rehberlik ederim. belli bir yer tercih etmem. Onun yanına oturmuşum farkında bile değilim.
 "Bugün ben şanslı günümdeyim ." dedi.
"Niye kız?" dedim.
" Eeee benim yanımdasın da ondan ."dedi. Güldüm.
"Ben her gün kendi yanımdayım hiç kendimi şanslı hissetmedim". deyince
 " Üzülme yarın da ben senin yanına otururum." demez mi? Sözlerine şapka çıkardığım, gerçek  ve karşılıksız sevgiyi ben hep  bu minik yüreklerden öğrendim. keşke her insan 6 yaşını geçmese. Ya da içindeki çocuğa iyi davranıp da onu hep yaşatsa.
  Bazen onlarla öyle şeyler yaşıyorum ki, imkanı yok bir yetişkin beni onlar kadar iyi anlayamaz.
   Çevremdeki yapmacık, bencil, çıkarcı insanlardan kaçtığımda sığındığım liman minik yüreklerim oldu hep.
   Ayşegül de aslına bakılırsa bu sene benim şansım oldu. Yaşından büyük davranışları ve sözleriyle beni düşünce denizinde fırtınaya tutulmuş sandala çeviriyor.
  Yine aynı gün sınıf kurallarını bozan arkadaşlarını uygun bir dille uyardı, bana nasıl yardımcı olurum diye yapmadığı kalmadı. Oysaki ben sadece öğretmeniydim. niyeydi bu bana duyulan karşılıksız sevgi. ben alışık değilim böyle şeylere. Sevdiklerim kırmalıydı, beni darmadağın etmeliydi, ya  da kaçmalıydı.
   O  ve onlar benim şansımdı.
   Ayşegül'e "Artık sen ol bu sınıfın öğretmeni dedim ve yanında sessizce oturup, onu izlemeye başladım. Sınıfı öyle güzel yönetiyordu ki, ben hayran hayran ona bakarken dalmışım.
Usulca beni dürttü , kulağıma şunları fısıldadı."Ben bu işi çok güzel kıvırdım , demi kız " sözüyle kendime geldim. kahkahalarım sınıfta çınladı. Çocuklarla bu sözleri duymamıştı. neye güldüğümü de anlamadılar. Baktım iyice yüz göz olmuşuz. "Sen öğretmensin biraz ciddi ol" Demez mi"EEE dedim artık görevimi geri alıyorum.
 Ahhh  be çocuk iyi ki varsın, ömrümün güzelliği.

10 Kasım 2018 Cumartesi

Özlüyorum O’nu


Mustafa Kemal ATATÜRK
ATATÜRK’üm 
Seni belki hiç görmedim, seninle konuşmadım, ellerinden öpmedim . 
Ama her an içimde benimlesin. Hep yanıbaşımda,karşımdasın. Resimlerinle konuşuyorum, yüzünü öpüyorum., öpüyorum. 
Seni gördüğüm yerde dertlerimi bir bir anlatıyorum. Hakkında duyduğum yeni bir şey de evet sadece bunu ATATÜRKÜM  yapabilirdi diyorum. 
Sana düşmanlık besleyenleri hemen hayatımdan def ediyorum. 
Seni anlamayan tanımayan bir insanın ne kendisine ne de başkalarına faydası olamayacak kadar aciz ve  özgürce aldığı her nefesin senin sayende olduğunu anlamayacak kadar nankör biri olarak görüyorum. 
Yanlış bir zamanda dünyaya geldiğim için hayıflanıyorum, kızıyorum. 
ATATÜRK’üm seni özlüyorum özlüyorum özlüyorum...
Kalbimden sökülüp atılamayacak , yerine  başkası konulamayacak , büyük bir aşkla seviyorum seni 
Yüce ATATÜRK

8 Kasım 2018 Perşembe

Röportaj Cafe Tigris Kimdir?


Hanımlar Beyler
İşte karşınızda Cafe Tigris
Bilenler bilmeyenlere duyursun.
Duyduk da duymamazlığa geldik de demeyin haaa .
Jd.sezer Bloğunun sahibi Sezer Şenkan ile gerçekleştirdiğimiz röportaj ve daha fazlası için
TIK TIK
bakalım kimmiş bu Tigris,Tigris'in anlamı neymiş ?
yorumlarınızı bekliyorum


6 Kasım 2018 Salı

Bi çay içseydik


Selam Dostlar
Havalar da diyorum gayet iyi gidiyor. Allah sonumuzu hayretsin. Kasım geldi soğuk yüzü görmedik. Pastırma yazı derler eskiler bu zamana. Ama Soğuk olur da sonra hava bir iki hafta ısınır.
Neyse efendim ,havalar da insanlar da huy değiştirir oldu.
   Geçenler de karşı komşuya uğradım. Komşu teyze seksenlerine merdiven dayamış görmüş geçirmiş birisi. Sohbeti ve yaşadıklarını dinlemekten büyük keyif alıyorum. genellikle kızının yanında olduğu için evine ayda yılda bir gelip kalıyor. geldiğini görünce ben de hemen kapısını çaldım. Kahve çay derken sohbet sohbeti açtı.
Başladı anlatmaya.
Çarşıya çıkmıştım , yoruldum , elimde alış veriş poşetleri oturdum bir banka . Bir zaman sonra yanıma bir bey geldi oturdu. Başladı benimle konuşmaya.
Bak şu karşıda gördüğün dükkanlar benim. Evlerim var , apartmanım var, şuyum var buyum var, param var. Var da var.  Eşim de öldü. Yalnızım .  Baktım siz de yalnız otıruyorsunuz.
Eeee
Sizinle bir çay içelim, lokantada yemek yiyelim, beğendim sizi.
İyi de beyefendi ben sizi tanımam etmem. Ayrıca nerden biliyorsunuz yalnız olduğumu , ya da evlenmek istediğimi.
Bi çay içseydik. Bi yemek yeseydik, beğendim sizi.
Bak kardeşim git başımdan benim böyle bir isteğim yok
Bi çay içseydik. Bi ça....

İnsanlar insancıklar. Beyamca kendini evlendirme programında sandı  zahir. Programlar yayından kaldırılınca , sokaklarda potansiyel eş aramaya başlamışlar.
Ne cesaret şaştım kaldım .





30 Ekim 2018 Salı

# MİM # Dünün Hikayesi


Merhaba Dostlar
Epeydir MİM görevi gelmiyordu. Sağolsun Deryacım bir etkinlikte bana göz kırpmış. Deryacığıma teşekkür ederim. Deli Kısın Bohçası bloğunun sahibi Derya'nın yazısı için  Tıktık
Seviyorum mimleri. Mimlenmeyi ve mimlemeyi. Bu etkinliği sevgili Sessiz Umman başlatmış Buradan onun yazısına ulaşabilirsiniz.
 Gelelim mimin konusuna. Bu sefer tek soru var.
Dünün Hikayesi.
Yani dünü nasıl geçirdim onu anlatmam istenmiş.
Efendim hemen yazmaya başlayayım.
Dün 29 Ekim olduğu için ,  büyük bir heyecanlar sabah erkenden kalkıp bayramlıklarımı giymek için hazırlanmaya başladım. Kılık kıyafet, makyaj, saç derken en son en sevdiğim Atatürk kolyemle hazırlığımı tamamladım.
Evden çıktım. Ilık bir sonbahar sabahı topuklu ayakkabılarımın parke taşlarındaki tıkırtısı eşliğinde durağa geldim.  Bindiğim dolmuş bir hayli kalabalıktı. Törene giden öğrenci ve öğretmenler vardı. Okula ulaştığımda törene 15 dakika vardı. Yavaş yavaş görev yerlerimize geçtik. 10.00'da tören başladı. Öğretmen arkadaşlarımızın hazırladığı coşkulu kutlama töreninden sonra, kahvesiz final olmaz dedik ve duyan beni takip etti. Bir kahve içimlik sürenin sonunda herkes evlerine gitmek için dağıldı.
Bense günü değerlendirmeliydim. Çünkü bu sene öğlenci olduğum için okulda geçiyor günün en güzel saatleri.
Hemen şehir merkezinde aldım soluğu. Şöyle tadına vara vara uzun soluklu bir kahvaltı yaptım. Sakinliği özlemişim. Her zaman kalabalık olan sokaklarda daha kıpırtı yok. Bunu sevdim ve ağır ağır yürüdüm.
Ara sokakların birinde bir cafe ilgimi çekti, değişik bir kahve ısmalradım kendime. Küçük mekandaki eskiye ait objeler beni içine çekti. Bir saate yakın o eşyalarla gözgöze konuştuk. Neler anlatmadılar ki?
 Tekrar dışarıdaydım ve sokaklar bayağı kalabalıklaşmıştı.
Yol üzerindeki sahaftaki kitapları karıştırdım biraz. Ana caddeye geldiğimde polislerin  yolları kestiğini gördüm.29 Ekim Cumhuriyet Bayramı yürüyüşü için önlem alınmış. Su kenraındaki bir cafenin üst katında yerimi aldım. Müthiş kalabalık ellerinde Türk Bayakları ve Atatürk resimleri ile  tek bir yürek halinde marşlar söylüyorlar.Ben de katılıyorum o coşkuya. Güneşin pırıl pırıl ışıkları suyun aksinde dans ediyor. İnsanlar Bayramın heyecanını coşkusunu yaşıyor. Her yaştan insan kırmızı ve beyzadan başka renk görünmüyor.
Sokak tekrar sakinliğine kavuşuyor. İnsanlar başka bir yerdeki etkinliğe koşarcasına gidiyor. Gün akşama dönerken ben de eve doğru yol alıyorum.
Yemek faslından sonra. Hergün izlediğim yarışma programı Kelime Oyunu için tv'nin karşısındayım. Eski kelimelere olan aşinalığım soruların çoğunu bilmenin sevincini yaşatıyor. Yalnız bu geceki yarışmacılardan birisi, daha soru sorulmadan cevapları bilerek beni çok şaşırtıyor. Onun kazanmasına da çok seviniyorum. Yarışma da bittiğine göre tv ile de işim bitiyor. Kitabıma dönüyorum. Nermin Yıldırım'ın Misafir adlı kitabını okuyorum. Her ne kadar öğlen okula gitsem de erken yatıp erken kalkmaya alışmışım. Gözlerim kapanıyor. Yatmaya hazırlanıyorum. Ama hemen yatıyor muyum hayır. Bu gece izleyeceğim tiyatro oyunu, Haldun Dormen'nin  Nerde Kalmıştık adlı oyunu. Uykunun kollarına bıraktığımda kendimi saat 01.37'yi gösteriyordu.
Tigris bir günü daha bitirmenin huzurunda.

Gelelim bu mimi yapacak arkadaşlara

Sevgili
Handan
Biz kimiz kadınız
Adadeniz


Not: Mim etkinliği hakkındaki yazımdan etkinliklerin nasıl yapılması gerektiği hakkındaki ip uçlarına ulaşabilirsiniz.  Tık tık

29 Ekim 2018 Pazartesi

29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI

Canım TÜRKİYEM
Doğumgünün kutlu olsun.
Yaşasın Cumhuriyet
🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷
Sonsuza dek kalbimdesin Yüce ATATÜRK 


24 Ekim 2018 Çarşamba

Şarkıların Hikayeleri : VEDA BUSESİ

Türk müziğinin bilinen ve nedense bir sevgiliye yazılmış olduğu düşünülen Veda Busesi’nin hazin öyküsü hiç de öyle değildir.
Türk şiirinin beş hececiler grubunun  şairlerinden biri olan   Orhan Seyfi Orhon’un en hazin şiirlerinden biridir Veda
  Şairin kanser hastası kızı hasta yatağında babasının bir söz vermesini ve onun arkasından ağlamamasını ister. Ancak baba yüreği ve derin  hislere sahip şair bu sözünü tutamaz .
Gözünden yaşlar kaleminden de şu dizeler dökülür.

VEDA
Hani o bırakıp giderken seni 
Bu öksüz tavrını takmayacaktın? 
Alnına koyarken veda buseni 
Yüzüne bu türlü bakmayacaktın? 

Hani ey gözlerim bu son vedada
Yolunu kaybeden yolcunun dağda 
Birini çağırmak için imdada 
Yaktığı ateşi yakmayacaktın? 

Gelse de en acı sözler dilime 
Uçacak sanırdım birkaç kelime... 
Bir alev halinde düştün elime 
Hani ey gözyaşım akmayacaktın?

                      Orhan Seyfi Orhon 

Bu hazin hikayeli şiiri daha sonra bestekar Yusuf Nalkesen muhayyerkürdi makamında bestelemiş ve Veda Busesi adıyla kalplerde yer etmiştir. 




Not: Bugün bu şarkıyı seçmemin bir anlamıvar. Çünkü 25 ekim annemle babamın evlilik yıldönümleri .58 yıl oldu . Ama babam  ilk defa yok. Onun vedası hep yüreğimde. :.(

20 Ekim 2018 Cumartesi

Ayağıma Yer Edeyim



“Ayağıma yer edeyim, gör sana neler edeyim.” derdi rahmetli anneannem.
Sorardım anneanne neden öyle diyorsun diye.
Görmüyor musun filancayı işi görülene kadar bir ilgi, bir izzet bir ikram. İşini sağlama alınca da gör neler ettiğini.
Falanca komşunun yeni gelini evlenmeden önce anneciğim anneciğim diye yere göğe sığdıramadığı kaynanası ile evlendiğinin ertesi günü kavgaya başladı.
Cici annecim oldu mu sana öcü kaynanam
İnsanoğlu böyledir. Ne diller döker menfaati için her türlü sözde iyiliği yapmaya hazırdır, yapar da. Ama işini ssğlama aldı mı artık bambaşka biri olur çıkar.
Ayağına yer etmek isteyenler , neler edebileceğiniz tecrübeyle sabittir. Hadi hadi başka kapıya. Arkanıza bakmadan ileri marş.

16 Ekim 2018 Salı

Yol Halleri


Her gün kısa minibüs yolculuklarımda payıma ne düşerse kabul eder alırım .
Bir bakarım sinirli bir şoför, son gaz giderken ani bir frenle başımı bir yere çarpmamak için büyük çaba gösteririm.
Bazen bakarım cep telefonuyla son ses konuşan bir yolcu. Kelimeleri öyle bir çeker ki beni, ister istemez kulaklarım misafir olur. İnecek durağa geldiğimde aklım hala konuşmadadır. Acaba devamında ne dediler diye düşğnmeden edemem.
Ya da ne bileyim bazen de kendi hayal denizime yeljen açarım, öykeki; ineceğim durağı kaçıracak hale gelirim.
Bugün de payıma  düşen hayallerle dolu bir yolculuktu. Ta ki o küçük kızın bir cümlesi beni kendime getirdi.
Annesiyle birlikte minibüse bindiklerini yatım yamalak hatırlıyorum. Şeker pembesi bir süveteri ve elinde tuttuğu portakal ona dair hatırladığım ayrıntılardı.
Ben dalmış giderken , kulağıma sözler çalınıyordu ama anlamlı cümleler olarak duymuyordum.
Annesinin maaşımızı alınca dediğini duyar gibi oldum.
Çocuğun“ Anne maaş çantadaki paralar oluyor değil mi?”
Sözü beni kendime getirdi.
Kimbilir ne istedi? Ah nasıl da kaçırdım konuşmanın başını diye hayıflanıp dırdum.
Nasıl da gğzel açıkladı maaşın ne olduğunu.  Maaş Çantadaki paralar.
Çantadaki paralar....
 Off ben artık bunu düşünür düşünür dururum .
Sevgiyle.


12 Ekim 2018 Cuma

Elini Tuttum

 
 Selam Dostlar.
geçen günkü yazımda size Cemal Abi'den bahsetmiştim. O kadar doğal bir yürek anlattıklarıyla ve yaşadıklarıyla hepimizi kırar geçirir demiştim.
Çok keyifli günündeyse eşi Asuman Abla ile yaşadıklarını anlatmaktan hiç sakınmaz.
Komik olaylar da onun yakasını bırakmaz ki. hangi birisini yazayım size.
Ama içlerinde, gözümden yaş gele gele  en çok güldüğüm var ki size anlatmasam olmazdı.
     Cemal Abi, bir gün eşi Asuman Abla ile çarşıya çıkmıştır. Mağaza vitrinlerine baka baka aheste aheste yürürlerken, Asuman abla bir vitrine takılıp kalır. Ama cemal abi onu görmez ve yürümeye devam eder. Hem yürür ve hem konuşmaya devam eder. Bu sırada Asuman Abla'nın da elini tutmaktadır. Yol boyu Cemal abi anlatır. Sıkı sıkı da Asuman Abla'nın elini tutmaktadır. Yol biter trafik ışıklarında dururlar ver karşıdan karşıya geçeceklerdir. Cemal Abi bir bakar ki elini tuttuğu kişi Asuman Abla değil. Oradan nasıl uzaklaşacağını bilemez. Hemen gerisin geri döner, Asuman Abla hala vitrine göz gezdiriyor. Durumun farkında değil.
    Cemal abi bir şey demez tabiki. Ama düşünür durur. "Hadi ben dalgınlıkla başka bir kadının elini tuttum. Ya o elini tutturan kadın, benimle yol boyu yürüdü. O da mı fark etmedi yabancı birisinin elini tuttuğunu".
    Cemal Abi  " Korkumdan artık ellerim ceplerimde gezer oldum Hocam" demeyi de ihmal etmez.
    Ben de hala soruyorum kendime. Hadi Cemal Abi fark etmedi behey kadın sen de mi fark etmedin de yürüyüp gittin.

Sevgiler.


10 Ekim 2018 Çarşamba

Dağda Domuzu Eksik

 
Çalıştığım kurumun, eskilerin deyimiyle müstahdemlerinin en babacanı Cemal Abi, iki eli kanda da olsa yardıma koşmayı kendisine görev adletmiş nevi şahsına münhasır bir kişilik olarak karşımıza çıkar.
 Zaman zaman kullandığı yöresel kelimeler ve başından geçen komik olaylarla olaylarla hepimizi kırar geçirir.
  Dün yine yanıma uğradı. "Hocanım bir şeye ihtiyacın var mı, nasılsın, halini sormaya geldim." dedi.
Konu konuyu açtı tam yerinde yine o meşhur deyimlerinden birisini söyledi. Bu sefer beni güldürmedi, düşüncelerden düşüncelere koşturdu. O gitti ama ben o deyimin etkisinde hemen kalemime sarıldım. "Dağda domuzu eksik."
  Düşündüm düşündüm. Tam da günümüzün hırslı, doymak bilmez , daha fazla isteyen insanlarına cuk diye oturdu.
Sahi nedir bu dünyalık elde etmek için yaşadığımız hırs. Daha fazla giysi, daha fazla eşya, daha iyisi, en iyisi, en en iyisi, hepsi benim olsun. En son model telefon , ev, yazlık ev kimseden eksik kalmayayım. Hatta ve hatta sosyal medya hesaplarımda takipci sayım bilmem kaç binler olsun.Herkes beni beğensin,enn................ ben olayım.
Oysa düşününce bi dağda domuzumuz eksik değil mi?

5 Ekim 2018 Cuma

Tigris Ozune Döndü

Selam Dostlarım .
Bugünler de bana uğrayıp da kapı duvar dediniz mi bilmem ama bugün ştibariyle bloğum özüne döndü. İki yıl önce alan adı alarak farklı bir yolda ilerlemek istemiştim. Baktım olmuyor. Ben de özüme döndüm. Yani artık  “tigrisdriver.blogspot.com” adresim

Minik melekleriyle günlerini geçiren Tigris.
Her gün yeni umutlarla; hayatımın güncesine bir sayfa, bir sayfa daha eklemek üzere, 2013 yılının 1 Ocağında bir anda karar verip, "neden benim de bir bloğum olmasın" diye başlamıştım. İlk olarak öğrencilerimle geçirdiğimiz günlere dair "Minik meleklerim - sınıfımın güncesi" adlı bloğumla çıktığım yolculuğa, 2015 Ocak ayından beri "Cafe Tigris- Hayatımın Güncesi" olarak devam ediyorum. 
Bir Cafe sıcaklığında, ağırlamaktan keyif aldığım konuklarımla, hayatıma dair, şiir, yazı, nostaljik bir obje, zaman zaman yemek tariflerimle ve özgün fotoğraflarımla süslediğim bloğumda, yeni dünyalara açtığım kapıların mutluluğunu yaşamaktayım. Blog yazarı olmanın ve yeni dostlar edinmenin bana büyük keyif verdiğini fark ettim. Ve gönül kapılarımı dostlarıma sonuna kadar araladım. Cafe Tigris‘e dostlarımı bekler oldum. Her geçen gün hızla çoğalan dostlarımdan övgü dolu sözler duymak, mutluluğuma mutluluk katıyor ve onlarla kurduğum gönül köprülerine yenileri ekleniyor.

Siz yeni gelen dostlarım, Cafemden içeri girdiğiniz andan itibaren bir bakmışsınız ki bir dizede kendinizden bir şeyler bulmuşsunuz ya da nostaljik bir yazımda çocukluğunuzun en güzel anılarına yolculuk yapar olmuşsunuz. Fotgraftaki bir ayrıntı size ne kadar da tanıdık gelir olmuş. Sanki karşılıklı sohbet ediyormuşçasına, kahvelerimizi yudumlarken, iki lafın belini kıran yorumlar yazar olmuşsunuz. 
Taş plaktan Müzeyyen Senar, Hafız Burhan eşlik ederken geçmişe doğru yol almış kömürlü trendeymişçesine buram buram geçmiş kokusunu burnunuza çeker olmuşsunuz.
 
Bir yayınım hüzünlü gözlerinizden inci taneleri akıtırken, bir yayınımda da kendinizi kahkalarla gülerken bulabilirsiniz.
Blogger dayanışması adına yaptığımız mim etkinlikleri, blog keşif etkinlikleri olmazsa olmaz yayınlarımdan bazıları.
Ben dostluk elimi uzatıyorum, Siz de dostum olmak istemez misiniz? 
Sevgiyle,
Cafe Tigris

1 Ekim 2018 Pazartesi

Ey Zevk Nedir Bilen


"ey mutrib-i zevk aşina
bir şarkı yaptım ben sana, çal söyle eğlen daima
reftarı tarzı nev eda
bir şarkı yaptım ben sana, çal söyle eğlen daima"

Güfte:  Rahmi Bey
Beste : Rahmi Bey 
Makam: Kürdilihicazkar

 Rahmi Bey 27 aralık 1864'te istanbul'da doğdu. Gümilcine  ve Bursa'da orta öğrenimini tamamladıktan sonra mülkiye*'ye girdi ve buradan mezun oldu. Şimdiki adıyla Danıştay'da önce katip, sonra üye olarak otuz yıl çalıştı. 1911 yılında çalıştığı daire lağvedilince işsiz kaldı. Sonrasında devletin çeşitli bölümlerinde görev aldıysa da yine açıkta kaldı. 12 mayıs 1924'te vefat etti. Şevki Bey ve Hacı Arif Bey'den sonra döneminin en önemli bestekarlarından biridir.

  Şevki Bey işsiz kaldığı ve geçim sıkıntısı çektiği dönemde bir gün bir yakınının düğününe davet edilir. Düğüne eli boş gitmek Rahmi Bey gibi ince ruhlu kişiye yakışmaz. Para sıkıntısı içinde ne yapacağını düşünürken , hemen şu güfteyi kaleme alır ve Kürdilihicazkar makamında besteler. Gittiği düğün sahibinin musiki aşığı olduğu düşünülürse verilebilecek en güzel hediyeyi vermiştir. 


“Ey zevk nedir bilen çalıp söyleyen, 
Sana, gidişi, tarzı ve edası yeni bir şarkı yaptım. 

Daima çalıp söyle ve eğlen.”





Öne Çıkan Yayın

Yalnızlığa Dair

Birine bağlanamayacak kadar        kalabalık yalnızlıklarım         var benim .  Tigris