Bir efsaneye göre milattan önceki yıllarda Çin imparatorunun tesadüfen bardağına düşen çay yaprağının büyüsüne kapılmasıyla birlikte çayın insanoğluyla yolculuğu başlamıştır.çayın Avrupa'yla tanışması binlerce yıl sonra olmuş. Kahve tiryakisi olan Ülkemiz 1900'lü yıllarda çayla tanışmış , sonrasında hayatımızın başköşesinde yerini almıştır.Çay üretiminden içimine kadar bir sürü özel işlemden geçer.Bir ritüel halinde sunulur.Sabah kahvaltısından gecenin geç saatlerine kadar her an her yerde karşımıza çıkan çay değişik kültürel değerlerin ortaya çıkmasına neden olmuştur.
Çayın demlenmesi ve sunulması sırasında kendine özgü eşyaları vardır. Porselen demlik en güzel tadı yakalamak için şarttır.İnce belli zarif bir bardakta porselen çay tabağıyla ikram edilirse göz zevki de doyurulur.Gerçek çay tiryakilerinin tercihi küçük bardakta olur, çayı soğutmadan içmek için.
Rusya'dan ülkemiz kültürüne giren semaver( kendi kendine kaynayan ) ve kıtlama çay genellikle doğu illerimizde geçerliliğini halen korur. Kıtlama çay tutkunları küçük bir şeker parçasıyla üç dört bardak çay içebilmektedirler . Sabah kahvaltısından başlayarak ,hanımların günlerinde yapılan birbirinden leziz yiyeceklere ve sohbetlere eşlik eder .iş yeri ziyaretlerinde çay askısında üzeri metal tabakla örtülmüş şekilde kazan çayı olarak karşımıza çıkar.Çocuklara bardağın yarısına kadar doldurulmuş açık çay önce şekeri eritilip soğuk su ilave edilerek " paşa çayı " olarak ikram edilir.Akşam çaya misafir varsa ,kuru kuru çay ikram edemez evin annesi.yanında eşlik edecek mutlaka bir kek olmalıdır. Akşam oturmalarında Yaşlılarınki tansiyonu, çarpıntısı , uyku sorunu gözetilerek açık ve limonlu olarak sunulur.Artık çay içilmeyeceğini belirtmek için çay kaşığı bardağın üstüne ters bir şekilde konulur.Ev sahibi nezaketinden" çayım daha var iç bir tane daha " diye ısrar eder.
Ağız tadıyla içilen bir bardak çayın üstüne yoktur.Tıpkı bir ailenin uyumlu yaşamı gibi.
Çocuklar çayın şekeridir, tat verir. Çok şeker, çayın lezzetini bozar.
Çayın demlenmesi ve sunulması sırasında kendine özgü eşyaları vardır. Porselen demlik en güzel tadı yakalamak için şarttır.İnce belli zarif bir bardakta porselen çay tabağıyla ikram edilirse göz zevki de doyurulur.Gerçek çay tiryakilerinin tercihi küçük bardakta olur, çayı soğutmadan içmek için.
Rusya'dan ülkemiz kültürüne giren semaver( kendi kendine kaynayan ) ve kıtlama çay genellikle doğu illerimizde geçerliliğini halen korur. Kıtlama çay tutkunları küçük bir şeker parçasıyla üç dört bardak çay içebilmektedirler . Sabah kahvaltısından başlayarak ,hanımların günlerinde yapılan birbirinden leziz yiyeceklere ve sohbetlere eşlik eder .iş yeri ziyaretlerinde çay askısında üzeri metal tabakla örtülmüş şekilde kazan çayı olarak karşımıza çıkar.Çocuklara bardağın yarısına kadar doldurulmuş açık çay önce şekeri eritilip soğuk su ilave edilerek " paşa çayı " olarak ikram edilir.Akşam çaya misafir varsa ,kuru kuru çay ikram edemez evin annesi.yanında eşlik edecek mutlaka bir kek olmalıdır. Akşam oturmalarında Yaşlılarınki tansiyonu, çarpıntısı , uyku sorunu gözetilerek açık ve limonlu olarak sunulur.Artık çay içilmeyeceğini belirtmek için çay kaşığı bardağın üstüne ters bir şekilde konulur.Ev sahibi nezaketinden" çayım daha var iç bir tane daha " diye ısrar eder.
Ağız tadıyla içilen bir bardak çayın üstüne yoktur.Tıpkı bir ailenin uyumlu yaşamı gibi.
Çayın alt demliği kaynanadır. Sürekli kaynar durur. Hatta dikkat edilmezse taşabilir.
Üst demlik gelindir alt demlik kaynadıkça onunda harareti artar ama zamanlada olgunlaşır ve demlenir
Gelinin kocası bardaktır her iki çaydanlıktanda yeterince nasibini alır.
Biraz kaynana doldurur onu biraz da gelin, bu nedenlede denge unsurudur.
Açık ya da demli çayın hoşa gitmemeside bundandır.
Şekersiz çaya alışanlara ise bir tanesi bile fazla gelir.
Görümce ise çay kaşığıdır. Arada bir gelir karıştırıp gider.
Kayın pedere gelince o da çay tabağıdır. Çayın demine suyuna karışmaz.
Bir kenarda lök gibi oturur. Sadece dökülenleri toplar ve çevreye zarar vermesini engeller.
Ancak ara sıra boşaltılması gerekir. Yoksa taşıp her şeyi berbat edebilir.
Çay süzgeci ailenin sahip olduğu değerlerdir. Aileyi dış müdahalelerden korur. Delikleri büyük olursa çayın tadı kaçar.
Suyu ısıtan ateş ise hoşgörüdür. O olmadan çay da olmaz.
Kısacası bir bardak çay ailedir.
Çay bahçeleri vardır, insanların ailecek gelip nefeslenebilecekleri, sıcacık salaşlığıyla günümüz kafelerine inat . Eski filmlerde Eyüp'te Piyer Loti tepesinde tahta sandalyelerde eşsiz manzara eşliğinde yudumlarken çaylarını aşkların en ölümsüzü yaşanırmış.şairlere de ilham olmuş , buğulu bir bardak çay.
biz çayın yalnızlığa iyi gelen tarafını da severiz…
Oğuz Atay
bir gün çay içelim seninle, çaylar benden manzara senden olsun…
Orhan Kemal
basit yaşayacaksın basit, sanki bir gün yaşamın sona erecekmiş gibi basit, çay, simit ve peynirle…
Nazım Hikmet Ran
çay bardağında bırakılan dudak payı kadar bile uzak kalamam gözlerine…
Sunay Akın
Çayın yalnızlıkla başı pek hoş değildir,sohbet ister.dost ister, yaren ister. İnce bellide içtiğiniz her bardak yüreğinizdeki insanla olsun.
Ne hoş bir yazı bu tigris, çaysız yapamam ben de, kahvaltı, akşam her saat çay içebilirim...zaten pek yemek yapan biri değilim, gün boyu sıksık çay, kahvaltı yapıyorum. Yalnız tembellikten demlemiyorum sallama çay yapıyorum:))))
YanıtlaSilsevgiler
Harikasın. Demleme çay yanında sohbet ister. Ben de sohbetle içiyorum ancak çayı . Sevgiyle ;))
SilÇayın gelin-kaynana ilişkisini ilk kez okudum :) Bir çay tiryakisi olarak şahane buldum bu yazıyı. Hep şaşırırım kahveden sonra tanımamıza rağmen nasıl aşık olduk çaya? Çaya dair bir cümle de benden olsun müsadenizle ,
YanıtlaSil"Sonra çay bize bir gerçeği daha öğretti; Bekleyen her şey soğur, acır ve bayatlar. " kimden olduğunu bilmiyorum ancak hayatımda duyduğum en anlamlı sözlerdendir..
Teşekkür ederim ;)) biz bir şeyi sevdik mi bağımlısı olmadan duramayız sanırım . Çok güzel bir söz , bir cümle hayatı ne kadar da güzel anlatıyor
SilBen de çaycıyım. Günün her saatinde her ortamda çayım olmalı. Ama taze olacak.
YanıtlaSilYıllar önce Annemin bir arkadaşına gitmiştik. Teklifsiz bardak bardak çay getirmeye devam edince "yeter içmeyelim artık" demiştik de " İçin işte yazık dökülecek" demişti :) Hiç unutmam bunu. Çok ısrar ederlerse iç diye, "Niye içmezsem dökecek misin ?" derim şaka yollu :)
Sevgiler
( Tam bunu yazarken çay reklamı başladı tv de :) )
Hahahhahha süper ;)))))
Silİnce bellide yazısını okurken mest oldum, başlarken uykum geliyordu, bitirirken bütün algılarım açıldı. Canlandırdı yani... Kaleminize sağlık.
YanıtlaSilBeğenmeniz beni çok mutlu etti . Sevgili dostum :)))
SilBu yazının üstüne bir güzel çay demleyip bir güzel içmemek olmaz ki şimdi...
YanıtlaSilBir bardak da benim için olsun ;)))
SilÇok güzel yazmışsınız kaleminize sağlık. Çay mı demlesem şimdi ne yapsam öyle bi canım çekti ki :))
YanıtlaSilbenim için de bir bardak lütfen , ince belli de olsun ama ;))
SilÇay günlük yaşantımızda kısa sıcak molalar oluyor , tabii en güzeli dostla içileni:)ne güzel paylaşım, sevgiler Cafe Tigris.
YanıtlaSilben teşekkür ederim. sevgiyle ;)))
SilNe hoş bir yazı. Sizin bloğunuzu Mehmet Bey'in tavsiyeleri arısanda gördüm cidden çok sevdim...
YanıtlaSilÇok yeşekkür ederim , hoşgeldiniz hoşluklar getirdiniz
SilNe güzel yazmışsınız... Benim gibi iyi bir çay tiryakisi için çok keyifli bir yazı olmuş. Sevgiyle kalın
YanıtlaSilNe yalan söyleyeyim çayı biz bulmuşuz gibi, bu kadar mı benimseme olur kahveden ziyade çay + simit ülkeme ayrı bir yakışıyor ki!
YanıtlaSilPorselen demlik olmazsa olmaz gerçekten! İnce belli Ajda idi, dimi? :) Çayı soğutup içenleri anlamakta güçlük çekiyorum maalesef…
Paşa çayı :))
Çayın yandaşı bir iki limon damlası/dilimi, bazen es geçiyorum :)
Çaydanlıkta ki demlik gelin, alt kısım kaynana teşbihi ne muazzam öyle, duyduğumda vaaay demiştim :) Gariban koca ;) Görümce yok, sıkıntı yok :) Kayınpeder de öyle gerçekten, ne yapsın, bazen duramıyor ama genel öyle :)
Aaa demek neden bundanmış, açık ve demli sevmem bende, orta olmalı hele demlisini içemem, acı :)
Gelin mi ağır basıyor o zaman acep :)
Yüksek lisansa kadar abartısız bir çay bardağına 4 küp şeker atardım - kupaları siz düşünün :)- Yavaş yavaş utanmaya başladım, serviste bile 2 küp şeker konuluyorken beni kesmiyor ve istemek zorunda kalıyordum , olmayacaktı böyle direk kestim, bende orta yoktur zaten, şimdi de nasıl içmişim ki öyle diyorum :)
Gülhane set üstü de on numara beş yıldız, çay keyfi için tavsiye ederim ;)
Nasıl ki sevdiklerimiz olmadan çekilmez ise hayat benim için çay ve kahve de öyle, sevdiklerim+ çay/kahve en güzeli, aman tadımız kaçmasın :)
Konu çay/kahve olunca duramadım, coştum ki! Kaleminize sağlık, kahve eşliğinde şu soğuk günlerde yazının da sıcaklığı ile içim ısındı, teşekkürler Cafe Tigris!
Asıl ben teşekkür ederim , ne güzel bir yorum bu öyle , büyük bir keyifle okudum ;))) sevgiler
SilÇay dendimi benim için akan sular durur :)) bir eve gittiğimde ya da herhangi bir yere, yemek değil bana sadce çay ikram etsinler yeter derim :)
YanıtlaSilÇaysız olmuyor , ben fazla tutkun olmasam da sohbetle severim
Sil
SilBir sabah uyanıvermek,
Demli bir çay kokusuna.
Bakır çaydanlıkta demlenmiş.
Neleri vermezdi Kimileri?
Böyle bir sabaha.
Çay tadında, dem ayarında.
Tatlılar tuzlularla,
Bir de közlenmiş biber var yanında.
Ispanaklı, patatesli yufkayla...
Bir anne iki çocuk,
Sıkıysa ;
Gelde oturma sofraya.
Haydi bir bardak çay daha,
Bakır çaydanlıktan.
AN' lardan bir AN' da doldur.
Ahhhhhh en güzel anların anısına ince bellide bir bardak daha
SilBu yazı çay gibi muhteşem kokuyor, kaleminize sağlık :)
YanıtlaSilçok teşekkür ederim :))
Sil