Kuru bir sonbaharın sarı sevincinde allar beyazlar giymiş bir anında kayboluyorum.
Kimdim ben ,nereye doğru akıyordu zamanım ?
Yokuş yukarı mıydı hep uçarı, arsız mutluluklarım?
Köhnemiş çerçevelerde çok eskide durmuş saatlere atıyordu kalbim.
İkindiye doğru 14.26 diyordu soluk gün ışığı vurmuş , sıvası dökülmüş duvar.
Çocuk sesi de yoktu, ıssızdı nedensizce çıkmaz sokak.
Aralık yeşil pencereden tül perde havalanıyordu. Ruhunu rüzgara teslim etmiş,koparmak istercesine eski püskü çehresini.
Bir bebeğin ağlaması da yoktu yukarıdaki üç katlı aşı boyalı konakta.
Sokaklar başka diyarların insan güruhunun işgalinde.
8 lerinde bir çocuk; bozkırın kıyıcığında , Anadolu kasabasının sarı badanalı tek katlı ilkokulunun bayramında alın en güzelini bürünmüş nazlı hilalin gölgesinde kalbi kuş olmuş uçtu uçacak . Şiirle tanışıklığı o zamanlardaki karede hapsolmuş.
Nerden bilirdi ki bir gün o sözleri kendi yazıp başka kuş yürekliler okuyacak.
Özgürlük adına , aşk adına madalyalar donanıp gezecek kuş yürekli çocukları nereden bilecekti ki ?
Kahvenin buğusunda muradını almamış nice özlemler tabağa ters düşüyor fağfuri fincandan dökülüp oturuyor kalp hanesine .
Bilmiyorlar, bilemiyorlar. Yüreklerdekini
Akıyor zaman ters yönde dönenip duruyor insancıklar.
Son demlerinde kalmış satılık konaklar mı yoksa üç kuruşa insan pazarında satılan kırık kalpler miydi bu kadar acı çeken?
Her şey eprimiş , lime lime olmuş hayatlar . İkindiye beş var. Şadırvan kurumuş güvercinler susmuş.
Acıyla gıcırdayarak açılıyor küçük pencere vakti durduran o ana.
Sevinçlerim poz vermiş ,geçmiş yaza nazire yapan ,parlak sarı ,kırık kiremit ve hazanın binbir tonunu giymiş yapraklarla bir bir dökülüp yerlerde uçuşuyor.
Ruhum ,küçük balkonda beyaz çamaşırlarla mandallanmış.
Akşamla kapanan bir kapının ardına saklanmış huzurla kucak kucağa.
Asmanın koyu gölgesinde uzuyorum ,uzuyorum ,kayboluyorum. ….
Sevgiyle
Tigris
29 Ekim 2025

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder