|
Kınalar yakalım elimize |
Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar
Kınayı getir annee parmağın batır anneeeeeee
Çakmak çakmaya geldik kınay yakmaya geldikkkk
Liste böyle uzar gider. Günlerdir bir düğün kıyamet. Mahalle düğünleri eş dost akraba düğünleri. Düğünlerin olmazsa olmazı kına törenleri.
Anadolu'nun binlerce yıllık geleneklerinden biri olan düğün törenleri pazartesi günü başlayıp pazar gününe kadar bir hafta boyunca sürermiş. Her günün ayrı bir anlamı ve ritüeli bölgelere göre değişiklik gösterse de birbirine yakın gelenekleri kapsar.
Pazartesi günü erkek evine gelinin çeyizinin götürülmesiyle başlayan düğün, salı günü gelin hamamı ile devam eder, çarşamba gecesi ise kız evinde kadınlar arasında düzenlenen kına gecesi ile sürdürülürdü.
Kına gecelerinde gelin, genç kızlar ve yengeler Bindallı denilen atlas ya da kadife kumaş üzerine altın ya da gümüş sırma işli kıyafetler giyerler, gelinin yüzü mutlaka pullu al bir örtüyle örtülürdü.
Mumlarla süslü gümüş kına tepsisiyle erkek evinden gelen genç kızlar ve yengeler ellerinde mumlarla gelinin etrafını sararak, bir yandan acıklı maniler ve türkülerle gelini ağlatırlar bir yandan da başından ayrılık geçmemiş bir kadın tafarından kınası yakılırdı.
Kına töreninden sonra eve toplanan kadınların söylediği türküler manilerle eğlence geç saatlere kadar devam eder giderdi.
Çeşitli kuruyemişler , çörekler , tatlılar yenilerek gelinin kınası kutlanırdı.
Erkekler de kendi aralarında bu geceyi kutlarlardı.
Günümüzde bir hafta sürecek düğün yapmaya insanların ne maddi imkanları ne yaşam şartları izin vermediği için yine de kına geceleri bir düğünün olmazsa olmazları arasında yerini korumaktadır.
Şimdilerde evlerin dışında sokaklarda veya düğün solanlarında kadınlı erkekli bir düğünden farksız olarak düzenlenen kına geceleri ya da gençlerin kendi aralarında düzenledikleri ve adına bekarlığa veda gecesi eğlenceleri, eğlenceden öteye geçip tam bir kapitalist sistemin çarkında yolunu kaybetmiştir.
Gelinin kına gecesinde değiştirdiği en az üç kıyafet ve yakınlarının da aynı şekilde sadece bir gece için alınan abiye kıyafetler, gelen davetliler için hazırlanmış, hediyeler, mumlar, şallar, pullu mendiller,keselerde çerezler,değişik renk ve şekillerde paketlenmiş kınalar, tefler, ziller, kırmızı duvaklı taçlar,benim de dünkü kına gecesinde bileğime bağlanan kurdeleler... Daha neler nelerrr. Artık öyle bir yarış haline gelmiş ki kim kına gecesinde ne yaptıysa ben daha iyisini daha fazlasını yapayım, aman moda olandan eksik kalmayayım.
Açıkcası bütün bunlar elektronik cihazlarda çalınan hiçbir sanat değeri olmayan bangır bangır çalınan müzikler, güzel bir geleneğin gösteriş haline getirilmesi ve her düğünde olduğu gibi memnuniyetsiz insan yüzlerini görmek beni fazlasıyla yoruyor.
Bilmem bu konuda siz ne düşünüyorsunuz?
Çocukluğumda köyde bir kına gecesine gitmiştik, onu gördükten sonra şimdikiler bana kına gecesi gibi gelmiyor.
Kız evinde toplanan, bu yörenin özel kıyafeti olan sırma işlemeli kırmızı kadife şalvar ve sarka dedikleri üstten oluşan kıyafetleri giymiş, genç kızlar ve yengeler, ellerinde toprak çömleğe gerilmiş deriden dümbelekleriyle maniler ve yöresel türküler eşliğinde gecenin çok geç saatlerine kadar eğlenmişler, erkek evinden gelen yengeler de gelinin kınasını yakmışlar, getirdikleri çerez ve baklavaları hep birlikte yemişlerdi. Kadınların kendi aralarında ve ellerindeki imkanları ile yaptıkları maddi kaygı taşımayan bu eğlence gibi eğlence yıllar geçse de hafızamdaki yerini koruyacaktır.