Kahveli Söyleşiler |
Merhaba blog dostlarım.
Bilindiği üzere anne tarafından Trabzonluyum Ya bıgün de çocukluğuma , Trabzon'a doğru yola çıktım.
Her sene, yaz tatilini Trabzon'da dedemin üç katlı ahşap evinde geçirirdik. Sotka mahallesinde kaleye bitişik inşaa edilmiş o heybetli binanın duvarları dede,anneanne,torun, dayı, teyze, yeğen, yenge,enişte bütün ailenin hoş sadalarıyla yılar ve yıllar çınladı durdu.
Ahşap merdivenler, gün boyu çocukların patırtısından yorgun düşerdi.
Onca çocuğu büyüten bina , bir kandil gecesinde küçük abimin ilk çığlıklarına da tanıklık etmiştir.
Yüksek tavanlı , yukarıya doğru sürgülü pencereleri , bir odadan bir odaya geçerken gıcırdayan tahtaları adeta bize yılların yorgunluğunu hatırlatırdı .
Bodrum katta su sarnıcı olarak yapılan , eve şehir şebeke suyunun gelmesiyle birlikte fındık kabuğu depolama görevine devam eden sarnıçtan gelen ses , Trabzon eski evlerinin olmazsa olmazı fındık faresinden başkası değildi.
İki kanatlı ahşap kapıya birisinin geldiğini tok sesli kapı tokmağından gelen ses bildirirdi. Hemen camdan bakılır gelen buyur edilirdi. Öyle merdivenleri inmeye gerek kalmadan, bir ucu kapı koluna diğer ucu da merdiven başına bağlanan urgan çekildi mi kapı açılırdı.
Gelen kişi aşağıda taşlık denilen yerde ayakkabılarını çıkarır, evin küçük kızı koşar hemen ayakkabıları çevirir merdiven basamaklarına sıralanmış terliklerden birini gelen kişiye verirdi. Ailenin en küçük torunu olarak bu görev genellikle benimdi. Misafir karşılamak ve uğurlamak benim için ayrı bir zevkti.
Gelen kişi sofa denilen yerde baş köşedeki divana oturtulur ve koyu bir sohbetin içinde şen kahkahalarla yankılanırdı duvarlar.
Daha yazacak çok şey var ama devamını merakla kimler bekleyecek bakalım.
Şimdilik hoş ve hoşluklarla kalın sevgiyle.
12.10.2016
Tigris
Ben beklerim sevgiler selamlar bitanem.
YanıtlaSilCanım Kuğum en kısa zamanda devamı gelecek 😘😘
SilAhşap evleri oldum olası çok severim.Ne güzel böyle bir evde konaklama şansı elde etmişsiniz :)
YanıtlaSilAhhhh ne günlerdi ahhh
SilBen 2.bölümden baslamisim 😄😄😄
YanıtlaSilHehehe seriyi tamamlamış oldun 😉
SilAklıma Uşak şehrinde 'Halil Erdoğmuşun evi' diye tanınan, savaş zamanlarına şahitlik etmiş dubleks ev geldi kızım. Fındık faresinden aklıma gelmesi ise işin komik yanıydı. Nasıl çığlıklar atardık ama annem çok cesur kadındı, avcı gibiydi. Alt katta yine savaştan kalma simsiyah storları olan üç oda vardı. O evden ürktüğümü hatırlarım hep. İyi ki nüfus çoktu :)
YanıtlaSilAnlattıkların tam nostaljik anılar ve geçmişine sadık birisin canım. Keyifle takip edeceğim. Sevgilerimle.
Hahaha Alemsiniz
SilÇok teşekkür ederim .
Geçmişimize sahip çıkmalıyız değerlerimiz bir bir elimizden kayıp gidiyor
Çocukluk yıllarıma gittim. Annem babam Trabzonlu. Yazları annemlerle 20 gün muhakkak giderdik. Büyük annelerin evleri köydeydi. Ve o inanılmaz güzel köy anıları. Güzel anılara selamlar....Sevgiler...
YanıtlaSilAaa ne güzel hemşehriymişiz
SilAhhh çocukluk anılarım