Selam Dostlarım.
Epeydir Kahveli Söyleşilere yer vermiyordum.
Bildiğiniz gibi bu başlık altında çocukluğumun en güzel anılarını sizlerle paylaşıyorum.
Mübarek Ramazan Ayı içinde olduğumuz için bugün de sohbetimiz çocukluğumdaki Ramazan günleri üzerine olsun.
Hadi alın kahvelerinizi de sokulun yamacıma yamacıma.
Kahveli Soylesiler 4 |
Efendim çocukluğumda da Ramazanlar şimdiki gibi yaz aylarına denk geliyordu.
Trabzon'un nemli ve sıcak ikliminde Oruç tutmak gerçekten çok meşakkatliydi.
Büyüklerimiz "Allah sabrını veriyor" derler ve büyük bir huzurla dini görevlerini yerine getirirlerdi.
Benimse o günlerden aklımda kalan en güzel anı hep birlikte ceviz masa etrafında toplandığımız iftar sofralarının bereketi ve huzurudur.
Evin en büyüğü dedem masanın başına oturur, bizler kuzenlerim ,teyzelerim ,annem , abilerim bazen dayılarım en az onbeş kişi masanın etrafına dizilirdik. Ramazan topunun atılmasını büyük bir heyecan ve korkuyla beklerdim.
Masada kuru soğan, yerli salatalık ve domatesle hazırlanmış bol zeytinyağlı ve anneannemin evde yaptığı üzüm sirkeli çoban salata, zeytin, su ve meşhur Trabzon ekmeği ve ramazan pidesi hergün yerlerini muhafaza ederdi.
Bunun yanında gününe göre Allah ne verdiyse bakır tncerede pişmiş mezgit buğulama, karışık dolma, karalahana sarma, karalahana çorba, yaz türlüsü, kuzu etli taze fasülye yemeği porselen tabaklarımızda yerini alarak midemizi şenlendirirdi.
Evin küçüğü pencerede bekler, büyükler topun atıldığını ve ezanın okunduğunu müjdelerdi.
Dedemin içten söylediği besmele eşliğinde önce suyla ve zeytinle oruçlar açılır, sonrasında çatal veya kaşığın porselen tabaktaki melodisi dışında ses işitilmezdi.
Yemek bitiminde eğer balık yenmişse evin küçükleri masandan kalkmadan önce elleri sabunlu bezle silinir, sonra banyoya gönderilirdi.
Masadan kalkmadan yemeği kim yapmışsa ona mutlaka eline sağlık denir ve Elhamdülilllah Yarabbi şükür demeyi ihmal etmezdik.
Şimdilerde düşünüyorum da bir çeşit yemekle onca kişi nasıl doyar nasıl keyif alırdık.
Yemekten sonra olmazsa olmaz çay içilmen dedemin de keyfi yerine gelmezdi.
Porselen demlikte değişik çayların harmanlanarak hazırlandığı çayın kokusu bütün evi sarardı.
Her gece evin mutlaka bir misafiri de olurdu.
Çaya yetişen çay içer çay yoksa mevsim meyvelerinden mutlaka ikram edilirdi.
Trabzon'un eğri sap armutu, küçük mürdüm eriği ya da karayemişini hatırladıkça tadı damağımda büyük bir özlem duyarım.
Gece geç saatlere kadar oturmayı isterdik de yorgunluktan uyuyakalırdık. Ta ki o müthiş gümbürtüyü duyana kadar. Bu birinci toptur kalk topu. Biraz sonra ikinci top atılır ye topu ve ezandan biraz önce üçüncü top yat topu.
O devirde Trabzon' da davulcular yoktu ama o top var ya o top en derin uykudan sıçratırdı beni.
Sahurda uyanmışsam ceviz masadaki yerimi mutlaka alır yarın ben de oruç tutacağımı söylerdim.
Tabiki büyüklerimiz çocuk orucuna razı olurlardı ve yatardım.
Öğleye doğru bize kahvaltı hazırlanır ama oruçluyum ben der oturmak istemezdim . Anneannemin" uşaklar aç kaldı, gıdasız kaldı, emanet onlar ben babalarına ne derim sonra " feryatları eşliğinde kuzu kuzu oturup kahvaltımızı yapardık.
Akşama kadar sokakta oynar ezana az bir süre kaldığında evdeki büyüklerden birinin haydi eve çağrısıyla merdivenleri üçer beşer çıkıp, elimizi yüzümüzü yıkayıp, ceviz masadaki yerimizi alır ezanı ve topun atılmasını beklerdik.
Gece geç saatlere kadar oturmayı isterdik de yorgunluktan uyuyakalırdık. Ta ki o müthiş gümbürtüyü duyana kadar. Bu birinci toptur kalk topu. Biraz sonra ikinci top atılır ye topu ve ezandan biraz önce üçüncü top yat topu.
O devirde Trabzon' da davulcular yoktu ama o top var ya o top en derin uykudan sıçratırdı beni.
Sahurda uyanmışsam ceviz masadaki yerimi mutlaka alır yarın ben de oruç tutacağımı söylerdim.
Tabiki büyüklerimiz çocuk orucuna razı olurlardı ve yatardım.
Öğleye doğru bize kahvaltı hazırlanır ama oruçluyum ben der oturmak istemezdim . Anneannemin" uşaklar aç kaldı, gıdasız kaldı, emanet onlar ben babalarına ne derim sonra " feryatları eşliğinde kuzu kuzu oturup kahvaltımızı yapardık.
Akşama kadar sokakta oynar ezana az bir süre kaldığında evdeki büyüklerden birinin haydi eve çağrısıyla merdivenleri üçer beşer çıkıp, elimizi yüzümüzü yıkayıp, ceviz masadaki yerimizi alır ezanı ve topun atılmasını beklerdik.
Bende çocukken kalabalık iftar yemeklerini çok severdim kalabalık akraba topluluğu ne zevkli sohbetler olurdu
YanıtlaSilAhhhhh ne güzel günlerdi
SilNe güzel zamanlarmış.Ah o eski ramazanlar!:)
YanıtlaSilAh ki ne ah
SilBen de Ramazanda komşudan gelen tabak tabak yemekleri hatırlıyorum. NEdense herkes Ramazan dolayısıyla komşusuna daha çok yemek götürürdü. O tabaklar da dolu dolu iade edilirdi. Masanın bereketi artar sofrada bir sürü çeşit olurdu.
YanıtlaSilValla şimdi yan komşu kim bilmiyoruz .
SilÖlsek haberleri olmaz
Eski Ramazanlar bir rituel gibiydi. Ben de o büyük sofraları mutlulukla hatırlarım. Pişen yemekten ya da çorbadan mutlaka komşuya da gönderilirdi.
YanıtlaSilRamazan bende bereket, paylaşım, mutlulukla eşdeğerdir.
Sevgiler...
Ahhh ne o güzel insanlar kaldı ne o yemeklerin tadı tuzu ve bereketi
SilÇok klasik bir söz olacak ama "ahh, nerede o eski ramazanlar."
YanıtlaSilDedirtiyor valla ah ki me ah
SilNe güzel anlatmışsınız, gözümde canlandı o masa.
YanıtlaSilTeşekkür ederim beğenmenize sevindim
SilDönebilsek o yıllara,şimdi benimde burnumun kemikleri sızadı,ne anıları getirdin aklıma be kuzum.
YanıtlaSilEpeydir gelmediğimi farkettim birden iyi ki geldim .
Hayırlı ramazanlar diler bayramda mendilimi almaya gelirim artık.
Mustafa amcama selam-saygılarımı gönderirken,
İftarlık bir horoz şekeri bıraktım gidiyorum.
Afiyet olsun.
Oyyy canım hoşgeldiniz hoşluklar getirdiniz .
SilAhhh eski günlerrr
Babam da öok selam söylüyor sizi sorup duruyordu. Selamınıza sevindi.
Horoz şekerim için çok teşekkür ederim sevgiyle
Çok keyifli bir yazıydı, geçmiş günleri düşünerek okudum.
YanıtlaSilEskiden herşeyin tadı bir başka güzeldi sanırım
sevgiler
Öncelikle hoşgeldiniz.
SilYazımı beğenmeniz beni çok mutlu etti.
Güzellikler sizinle olsun sevgiyle
Ben de davulcu sesinden korkardım :)) Hala da korkarım o sesten :))
YanıtlaSilHahaha alemsiniz .
SilBen de davulcunun kendisinden çok korkardım .
Eskişehir'de sahurda gezen oldukça esmer ve beyaz pantolonlu bir davulcu vardı. Gece perde arkadından bakar bakar korkardım .
ben de çok özlüyorum o günleri
YanıtlaSilGünümüzde daha da çok özler olduk
SilHiçbir şeyşn tadı kalmadı
Ne güzel anilar... davulcudan korkardim ama ben 😊
YanıtlaSil