6 Haziran 2017 Salı

Kahveli Soylesiler 4


Selam Dostlarım.
Epeydir Kahveli Söyleşilere yer vermiyordum.
Bildiğiniz gibi bu başlık altında çocukluğumun en güzel anılarını sizlerle paylaşıyorum.
Mübarek Ramazan Ayı içinde olduğumuz için bugün de sohbetimiz çocukluğumdaki Ramazan günleri üzerine olsun.
Hadi alın kahvelerinizi de sokulun yamacıma yamacıma.
Kahveli Soylesiler 4

Efendim çocukluğumda da Ramazanlar şimdiki gibi yaz aylarına denk geliyordu.
Trabzon'un nemli ve sıcak ikliminde Oruç tutmak gerçekten çok meşakkatliydi.
Büyüklerimiz "Allah sabrını veriyor" derler ve büyük bir huzurla dini görevlerini yerine getirirlerdi.
Benimse o günlerden aklımda kalan en güzel anı hep birlikte ceviz masa etrafında toplandığımız iftar sofralarının bereketi ve huzurudur.
Evin en büyüğü dedem masanın başına oturur, bizler kuzenlerim ,teyzelerim ,annem , abilerim bazen dayılarım en az onbeş kişi masanın etrafına dizilirdik. Ramazan topunun atılmasını büyük bir heyecan ve korkuyla beklerdim.
Masada kuru soğan, yerli salatalık ve domatesle hazırlanmış bol zeytinyağlı ve anneannemin evde yaptığı üzüm sirkeli çoban salata, zeytin, su ve meşhur Trabzon ekmeği ve ramazan pidesi hergün yerlerini muhafaza ederdi.
Bunun yanında gününe göre Allah ne verdiyse  bakır tncerede pişmiş mezgit buğulama, karışık dolma,  karalahana sarma, karalahana çorba, yaz türlüsü, kuzu etli taze fasülye yemeği porselen tabaklarımızda yerini alarak midemizi şenlendirirdi.
Evin küçüğü pencerede bekler, büyükler topun atıldığını ve ezanın okunduğunu müjdelerdi.
Dedemin içten söylediği besmele eşliğinde önce suyla ve zeytinle oruçlar açılır, sonrasında çatal veya kaşığın porselen tabaktaki melodisi dışında ses işitilmezdi.
Yemek bitiminde eğer balık yenmişse evin küçükleri masandan kalkmadan önce elleri sabunlu bezle silinir, sonra banyoya gönderilirdi.
Masadan kalkmadan yemeği kim yapmışsa ona mutlaka eline sağlık denir ve Elhamdülilllah Yarabbi şükür demeyi ihmal etmezdik.
 Şimdilerde düşünüyorum da  bir çeşit yemekle onca kişi nasıl doyar nasıl keyif alırdık.
Yemekten sonra olmazsa olmaz çay içilmen dedemin de keyfi yerine gelmezdi. 
Porselen demlikte değişik çayların harmanlanarak hazırlandığı çayın kokusu bütün evi sarardı.
Her gece evin mutlaka bir misafiri de olurdu. 
Çaya yetişen çay içer çay yoksa mevsim meyvelerinden mutlaka ikram edilirdi.
Trabzon'un eğri sap armutu, küçük mürdüm eriği ya da karayemişini hatırladıkça tadı damağımda büyük bir özlem duyarım.
Gece geç saatlere kadar oturmayı isterdik de yorgunluktan uyuyakalırdık. Ta ki o müthiş gümbürtüyü duyana kadar. Bu birinci toptur kalk topu. Biraz sonra ikinci top atılır ye topu ve ezandan biraz önce üçüncü top yat topu.
O devirde Trabzon' da davulcular yoktu ama o top var ya o top en derin uykudan sıçratırdı beni.
Sahurda uyanmışsam ceviz masadaki yerimi mutlaka alır yarın ben de oruç tutacağımı söylerdim.
Tabiki büyüklerimiz çocuk orucuna razı olurlardı ve yatardım.
Öğleye doğru  bize kahvaltı hazırlanır ama oruçluyum ben der oturmak istemezdim . Anneannemin" uşaklar aç kaldı, gıdasız kaldı, emanet onlar ben babalarına ne derim sonra " feryatları eşliğinde kuzu kuzu oturup kahvaltımızı yapardık.
Akşama kadar sokakta oynar ezana az bir süre kaldığında evdeki büyüklerden birinin haydi eve çağrısıyla merdivenleri üçer beşer çıkıp, elimizi yüzümüzü yıkayıp, ceviz masadaki yerimizi alır ezanı  ve topun atılmasını beklerdik. 


21 yorum:

  1. Bende çocukken kalabalık iftar yemeklerini çok severdim kalabalık akraba topluluğu ne zevkli sohbetler olurdu

    YanıtlaSil
  2. Ne güzel zamanlarmış.Ah o eski ramazanlar!:)

    YanıtlaSil
  3. Ben de Ramazanda komşudan gelen tabak tabak yemekleri hatırlıyorum. NEdense herkes Ramazan dolayısıyla komşusuna daha çok yemek götürürdü. O tabaklar da dolu dolu iade edilirdi. Masanın bereketi artar sofrada bir sürü çeşit olurdu.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Valla şimdi yan komşu kim bilmiyoruz .
      Ölsek haberleri olmaz

      Sil
  4. Eski Ramazanlar bir rituel gibiydi. Ben de o büyük sofraları mutlulukla hatırlarım. Pişen yemekten ya da çorbadan mutlaka komşuya da gönderilirdi.
    Ramazan bende bereket, paylaşım, mutlulukla eşdeğerdir.
    Sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ahhh ne o güzel insanlar kaldı ne o yemeklerin tadı tuzu ve bereketi

      Sil
  5. Çok klasik bir söz olacak ama "ahh, nerede o eski ramazanlar."

    YanıtlaSil
  6. Ne güzel anlatmışsınız, gözümde canlandı o masa.

    YanıtlaSil
  7. Dönebilsek o yıllara,şimdi benimde burnumun kemikleri sızadı,ne anıları getirdin aklıma be kuzum.
    Epeydir gelmediğimi farkettim birden iyi ki geldim .
    Hayırlı ramazanlar diler bayramda mendilimi almaya gelirim artık.
    Mustafa amcama selam-saygılarımı gönderirken,
    İftarlık bir horoz şekeri bıraktım gidiyorum.
    Afiyet olsun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Oyyy canım hoşgeldiniz hoşluklar getirdiniz .
      Ahhh eski günlerrr
      Babam da öok selam söylüyor sizi sorup duruyordu. Selamınıza sevindi.
      Horoz şekerim için çok teşekkür ederim sevgiyle

      Sil
  8. Çok keyifli bir yazıydı, geçmiş günleri düşünerek okudum.
    Eskiden herşeyin tadı bir başka güzeldi sanırım
    sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öncelikle hoşgeldiniz.
      Yazımı beğenmeniz beni çok mutlu etti.
      Güzellikler sizinle olsun sevgiyle

      Sil
  9. Ben de davulcu sesinden korkardım :)) Hala da korkarım o sesten :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hahaha alemsiniz .
      Ben de davulcunun kendisinden çok korkardım .
      Eskişehir'de sahurda gezen oldukça esmer ve beyaz pantolonlu bir davulcu vardı. Gece perde arkadından bakar bakar korkardım .

      Sil
  10. ben de çok özlüyorum o günleri

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Günümüzde daha da çok özler olduk
      Hiçbir şeyşn tadı kalmadı

      Sil
  11. Ne güzel anilar... davulcudan korkardim ama ben 😊

    YanıtlaSil

Öne Çıkan Yayın

Yalnızlığa Dair

Birine bağlanamayacak kadar        kalabalık yalnızlıklarım         var benim .  Tigris