Merhaba Dostlar
Epeydir MİM görevi gelmiyordu. Sağolsun Deryacım bir etkinlikte bana göz kırpmış. Deryacığıma teşekkür ederim. Deli Kısın Bohçası bloğunun sahibi Derya'nın yazısı için Tıktık
Seviyorum mimleri. Mimlenmeyi ve mimlemeyi. Bu etkinliği sevgili Sessiz Umman başlatmış Buradan onun yazısına ulaşabilirsiniz.
Gelelim mimin konusuna. Bu sefer tek soru var.
Dünün Hikayesi.
Yani dünü nasıl geçirdim onu anlatmam istenmiş.
Efendim hemen yazmaya başlayayım.
Dün 29 Ekim olduğu için , büyük bir heyecanlar sabah erkenden kalkıp bayramlıklarımı giymek için hazırlanmaya başladım. Kılık kıyafet, makyaj, saç derken en son en sevdiğim Atatürk kolyemle hazırlığımı tamamladım.
Evden çıktım. Ilık bir sonbahar sabahı topuklu ayakkabılarımın parke taşlarındaki tıkırtısı eşliğinde durağa geldim. Bindiğim dolmuş bir hayli kalabalıktı. Törene giden öğrenci ve öğretmenler vardı. Okula ulaştığımda törene 15 dakika vardı. Yavaş yavaş görev yerlerimize geçtik. 10.00'da tören başladı. Öğretmen arkadaşlarımızın hazırladığı coşkulu kutlama töreninden sonra, kahvesiz final olmaz dedik ve duyan beni takip etti. Bir kahve içimlik sürenin sonunda herkes evlerine gitmek için dağıldı.
Bense günü değerlendirmeliydim. Çünkü bu sene öğlenci olduğum için okulda geçiyor günün en güzel saatleri.
Hemen şehir merkezinde aldım soluğu. Şöyle tadına vara vara uzun soluklu bir kahvaltı yaptım. Sakinliği özlemişim. Her zaman kalabalık olan sokaklarda daha kıpırtı yok. Bunu sevdim ve ağır ağır yürüdüm.
Tekrar dışarıdaydım ve sokaklar bayağı kalabalıklaşmıştı.
Yol üzerindeki sahaftaki kitapları karıştırdım biraz. Ana caddeye geldiğimde polislerin yolları kestiğini gördüm.29 Ekim Cumhuriyet Bayramı yürüyüşü için önlem alınmış. Su kenraındaki bir cafenin üst katında yerimi aldım. Müthiş kalabalık ellerinde Türk Bayakları ve Atatürk resimleri ile tek bir yürek halinde marşlar söylüyorlar.Ben de katılıyorum o coşkuya. Güneşin pırıl pırıl ışıkları suyun aksinde dans ediyor. İnsanlar Bayramın heyecanını coşkusunu yaşıyor. Her yaştan insan kırmızı ve beyzadan başka renk görünmüyor.
Sokak tekrar sakinliğine kavuşuyor. İnsanlar başka bir yerdeki etkinliğe koşarcasına gidiyor. Gün akşama dönerken ben de eve doğru yol alıyorum.
Yemek faslından sonra. Hergün izlediğim yarışma programı Kelime Oyunu için tv'nin karşısındayım. Eski kelimelere olan aşinalığım soruların çoğunu bilmenin sevincini yaşatıyor. Yalnız bu geceki yarışmacılardan birisi, daha soru sorulmadan cevapları bilerek beni çok şaşırtıyor. Onun kazanmasına da çok seviniyorum. Yarışma da bittiğine göre tv ile de işim bitiyor. Kitabıma dönüyorum. Nermin Yıldırım'ın Misafir adlı kitabını okuyorum. Her ne kadar öğlen okula gitsem de erken yatıp erken kalkmaya alışmışım. Gözlerim kapanıyor. Yatmaya hazırlanıyorum. Ama hemen yatıyor muyum hayır. Bu gece izleyeceğim tiyatro oyunu, Haldun Dormen'nin Nerde Kalmıştık adlı oyunu. Uykunun kollarına bıraktığımda kendimi saat 01.37'yi gösteriyordu.
Tigris bir günü daha bitirmenin huzurunda.
Gelelim bu mimi yapacak arkadaşlara
Sevgili
Handan
Biz kimiz kadınız
Adadeniz
Not: Mim etkinliği hakkındaki yazımdan etkinliklerin nasıl yapılması gerektiği hakkındaki ip uçlarına ulaşabilirsiniz. Tık tık