Son zamanlarda rahatsızlığımı duyan , duymayan bütün arkadaşlarım dostlarım üzerime ayrı bir titrer oldular. Meğer ne çok sevenim ne çok dostum varmış benim. Gerçek arkadaşlıklar dostluklar da zor günler de belli olurmuş diye boşa dememişler. Hafta içi ayrı programlar, yemek davetleri, hediyeler hafta sonu ayrı program. Beni mutlu etmek için elleinden geleni yapıyorlar. Bu gün de Lüküs Hayat Opereti için bilet almışlar. Günler öncesinden defalarca haber verdiler mutlaka gelmem için. Gelmez olur muyum hiç. Lüküs Hayatı ilk tv de çocuk yaşlarımda izlemiştim ve etkisinde kalmıştım. Zihni Göktay ve Suna Pekuysal'ın müthiş oyunculuğu beni büyülemişti. Eskişehir Şehir Tiyatroları oyuncularının mükemmel performanslarıyla yeniden sahneye konulan operet , çocukluk günlerimden bir sayfayı bana yeniden açtırdı. Ama nedense gözüm Suna Pekuysal'ı , Zihni Göktay'ı aradı. 1933 yılında Cemal Reşit Rey tarafından bestelenen operet , Türk Tiyatrosunun klasikleri arasındaki yerini almıştır. 1930 yılında Muhsin Ertuğrul , seyirci azlığı ve ödenek yokluğundan kapanmayla karşı karşıya kalan şehir tiyatrolarına müzikallerle seyircinin ilgisini çekmek ister. Cemal ve Ekrem Reşit Rey kardeşler tarafından sahneye konulan müzikalin bazı şarkılarının Nazım Hikmet tarafından yazıldığı söylenmektedir. Türk Halkının batı toplumuyla yüzleşmesinden ortaya çıkan gülünçlükleri konu alan Lüküs Hayat 1985 yılından itibaren aralıksız sahneye konulmuş 2009 ' da 25. Yılı kutlanmıştır.
şişli'de bir apartıman
yoksa eğer halin yaman
nikel-kübik mobilyalar,
duvarda yağlı boyalar
iki tane otomobil
biri açık, biri değil
aşçı, uşak, hizmetçiler
dolu mutfak, dolu kiler
hanım gider, sen gidersin
gündüzleri çaydan çaya
gece olur, davetlisin
ya dineye ya baloya
hey
lüküs hayat, lüküs hayat
bak keyfine yan gel de yat
ne güzel şey
oh ne rahat
yoktur eşin lüküs hayat