KAHVE ALTI SOHBETLERİ
NOHUT KAHVESİ
Yokluk insana neler yaptırmamış ki?
Rahmetli babam anlatırdı . Kıtlık zamanında babaannem ve dedem kahve bulamayınca nohutu kavurup kahve yapıp içerlermiş. Kahvenin yoksunluğunu böyle gidermeye çalmışlar .
Yıllar yılı bunu duydum .
Bir de kahveyi taze taze almak adetimizdi . O da sadece yüz gram . Her yerden de kahve almazdık. Bilinmedik yerden alınan kahvenin köpüğü olmazsa büyükler hemen lafı yapıştırırlardı .
- A kör olmayasıca kahveci nohut karıştırmış kahvenin içine diye.
Bunları duya duya içimdeki merak perileri dedi ki sen de dene bakalım ne menem bişeydir bu nohuttan yapılan kahve taklidi yapan sıcak sıvı .
İnternetten okuduğuma göre ilk önce 1. Dünya Savaşı sırasında yaşanan yokluk sırasında Çanakkale’nin Biga İlçesi Işıkeli köylüleri tarafından yapılmış.
Türk kahvesi gibi pişiriliyor fakat daha açık renge sahip. Daha iyi köpürmesi için çok az karbonat katıldığı da söyleniyor.
Ben de nohutları tavaya koydum. Başladım kavurmaya .
Dilimde de bizim buraların türküsü.
“ Kahveyi kavururlar, içmeden savururlar
İçmeden savururlar
Bizim köyün adeti, sevmeden ayırırlar
Sevmeden ayırırlar
Haydi yârim neylemeli neylemeli
Güzel yârin gönlünü eylemeli
Gizli de gizli sevenler
Koşup yâre sevdiğini söylemeli
Kahvenin köpüklüsü, meşenin kütüklüsü
Meşenin kütüklüsü
Kadınım aman aman, saraylar kıymetlisi
Saraylar kıymetlisi”
Laf aramızda ben türküye kendimi öyle bir kaptırmışım ki biraz fazlaca kavrulmuş benim nohutlar . Çifte kavrulmuş olmuşlar.
Sonrasında pirinç havanda dövdüm. Dövdükçe içim ferahladı . Neye öfkelendim ,kime kızdıysam hıncımı nohutlardan aldım .
Toz haline gelen nohutları cezveye koydum . Öyle karbonat şeker falan da ilave etmedim . Maksat gerçek tadını yakalamak .Ağır ateşte kaynamaya bıraktım. Kaynadıkça üç göbek attı. Sonra köpürdü de köpürdü. Eee onca hınçla dövülünce olacağı buydu.
Fincana döktüm nasıl merak ediyorum tadını.
Aaa o da ne kahveden ayırt edilmiyor. Biraz kahve aroması olsa kimse inanmaz nohut kahvesi olduğuna.
Ayyy nasıl keyifle içtim anlatamam .
Bitince fincanı ters çevirdim fal bile bakılır bu telveyle.
Ben yaparken içerken çok keyif aldım . Dedemle babaannem yokluk zamanı kim bilir neler düşünerek yudumladılar fincanlarını ?
Günümüzde adı uzun , dilimizin dönmeyeceği yabancılıkta kahve çeşitlerine değişmem ama ben bu tadı .
Şimdi kahve çeşidi çok , her an kahve var . Ama o samimiyet o tat o güzel insanlar yok .
Hepsi o güzel atlarla gittiler. Bana bir adı , şimdi bir de kahvesi kaldı yadigar .
Sevgiyle
Tigris
09.10.2023