Güneşli 1 ekim pazar sabahını gösteriyordu takvim.
Umutlarını, hayallerini , sevdiklerini kalbinin yarısına sığdırmış genç bir öğretmen bir bavul kadar etmeyen varlığıyla geldiği anadolu kasabasından ayrılıp sılaya doğru yola çıkmaya hazırlanıyordu.
Gideceği yer büyüktü, imkanları çoktu, ailesi ordaydı , oydu buydu bir sürü sözüm ona güzelliği vardı.
Ama ya genç öğretmenin yaşadıkları , sevdikleri, hayalleri bunları karşılayacak mıydı, sığacak mıydı, yüreğinin içindekiler bu büyükkkk güzel dedikleri şehire?
Gözleri yaşlı, küçük otogarı doldurmuş onca insanı , bir daha dönülmemek üzere çıkılan yolda geride bırakacaktı da kalbindeki yerlerinden nasıl söküp atacaktı?
Otobüsün arkasında bıraktığı yaşlı gözleriyle bir el sallamalıktı bütün yaşantısı. O anda küstü bütün hayallerine .
Biliyordu ki bir daha hiç bir şey eskisi gibi olmayacaktı.
Göz yaşları yolu oldu uzadıkça uzadı , bitmedi bitemedi.
Doğmadığı ama büyüdüğü şehir ne kadar da anlamını yitirmişti.
Uzun yolların sonu sabah yeni okulundaydı . 2 ekim 2000 günlerden pazartesi. Mesleğinin başında bir bavula sığdırılmış varlığından başka hiçbir şeyi olmayan gencecik öğretmen. .. Rivayet derler ki o gün öldü.
o gün bugündür aynı okulunda istede de gidemedi başka bir okula ya da şehre.
Emekliliğini çok istedi hak etti de. Çok sevindi ilk kez kendi kararıyla bir şeyi başaracağını umdu . Olmadı yine.
Sadece Adı Eski olan şehirde Eskiye özlem duydu yıllar yılı.
Tadı yoktu ki artık ne gecenin ne mevsimlerin . Alışamadı, alışmak istemedi .
Olmadı, olduramadı .
Ahhhh 23 sene önce tam da bugün dün gibiydi yaşananlar . Acısı hala içinde taptaze .
Sevgiyle
02.10.2023
TİGRİS
Ne kadar etkiyelici bir yazı bir ömrün özeti gibi..
YanıtlaSilSizi takibe aldım bana da beklerim insallah