Bak şu kırmızı telefonun bana ettiklerine . Geçen gün müdür yardımcısının odasında görünce beni çok eskilere götürüp , güzel ve özel anıların kulaklarının çınlamasına sebep oldu. Fotografını çekmek için kullanılan son model akıllı telefona hüzünle bakıp " sen yokken ben vardım " dediğini duyar gibi oldum .Hatta öyle ki herkesin evinde de yoktum der gibiydi. Postacıların kredi kartı faturaları yerine mektup , tebrik kartı getirdikleri ,benim çocukluğuma denk gelen , dönemde öyle herkesin evinde telefon yoktu.Bunun için PTT' ye başvurulur , bulunduğunuz yere göre en az bir yıldan önce telefon sıranız gelmezdi.Bizim ilk telefonumuz bir tanıdığın bize emanet olarak verdiği numarası sayesinde olmuştu.Evin başköşesinde süslü dantel örtüsüyle yerini almış, çok geç ya da çok erken saatte çalan, yürekleri ağıza getirecek zil sesiyle her seferinde korku sebebi olmuştur. Abilerimin o dönemde doğuda asker olmaları korkumuzun birinci sebebiydi.çok şükür kötü bir haber ulaştırmadı bize . Bu kırmızı güzelliğin özel anları da hafızamda kalmıştır hep. Kısa mesajın , e postanın olmadığı bir dönemde bir kere çaldırıp kapatmak gizli şifremizdi aramızda. ( nasılsın , napıyorsun , aklımdasın manalarını yüklemekti o bir kere çaldırıp kapatmak) . O dönemde şehirlerarası görüşme yapmak için önce santralden numara yazdırılır sabah aradığınız numara akşam üstü ancak bağlanırdı. Telefonla konuşma adabı vardı. Öyle aklımıza estiği saatte kimse aranıp rahatsız edilmezdi.(Keşke diyorum şimdi de aynı kurala uyulsa.Bazen münasebetsiz insanlar yüzünden telefonu tamamen kapatma gereği duyuyorum).sabah 10.00'dan önce gece 22.00'dan sonra çalan telefonlar "hayırdır İnşallah " diye açılır kötü haber korkusuyla yürekler pır pır ederdi. Bir de her numaranın bir telefon sapığı olurdu.Olmadık zamanlarda çalan ,bir umutla açılan telefon " offf yine mi? " diye kapanırdı.Bazen de yanlış numarayı çevirmiş kişi olurdu , kırmızı telefonun ahizesindeki ses.Bazı evlerde paralel telefonlar olurdu.Aynı anda iki kişi konuşma imkanı bulurdu. Kırmızı telefon bazen de bir tanıdığa şaka yapma aracı olarak da kullanılırdı. Şakayı yapan kişinin daha fazla dayanamayıp gülmesiyle şaka son bulur, her fırsatta "nasıl da işlettim seni " sözüyle şakazedeye fenalık geçirtilirdi. Görüşme bitince dantel örtüsü mutlaka örtülür , çocuklardan uzak tutmak için yüksekçe yapılan aynalı mermer telefonluklarda bulunurdu ,yeşil krem rengi , çoğunlukla resmi kurumlarda gördüğüm siyah kardeşleri gibi.
Hey gidi günler hey... Hiç unutmuyorum, rahmetli annem ile birlikte bir yaz sıcağında onca yol yürüyüp, posta idaresine telefona müracaat etmek için gitmiştik. Ben düşündüm telefoncular ertesi gün gelecek; bizlerde telefon ile tanışma fırsatına nail olacağız. O kadar yoğun talep vardı ki bir yılın sonunda ümidimizi kestiğimiz bir anda telefoncular geldi. Çocuktuk işte orada burada millete hava atmak için " Biliyor musunuz muhtardan sonra bizim evde de artık bir telefon var." Ne bileyim çocukluk işte...
Artık telefonumuz sadece bize değil, tüm yakın konu komşuya mal olmuştu. Okuldan geldiğim zamanlar ara ara rahmetli annemin komşular ile telefon muhabbetlerine şahit olurdum. Sanki aileye yeni biri katılmış gibiydi. Bir aralar hatırladığım o telefonların sıfır "0" tuşuna bir kilit takılırdı. Sanırım il dışı aramalar yapılmasın diye...
Çocukluk ya muzırlık yapmak için o kilidi açmak için uğraşır dururduk. sonra öğrendik ki saç tokası ile açılabiliyormuş. O artık evimizin baş köşesinde ona ayrılmış yerinde üzerinde dantelli oya örtüsüyle bir arama sesini bekler dururdu.... Keşke her şey böyle güzel kalabilseydi.
Gece gece maziye uzun bir yolcululuk yaptım. Emeğinize yüreğinize, kaleminize sağlık.
Merhabalar, ömrümün ilk yıllarında ilk kez bir telefonu elime alıp konuşma yapmam ilkokula başladığım yıl olmuştu. Öğretmenimiz sınıfı müdürün odasına götürmüş, öğrencilerin arasından beni seçmiş ve komşu okulun numarasını çevirtip konuşturmuştu. Artık nasıl bir heyecan yaşadıysam yıllarca hafızamda kalmış, son nefesime kadar da anımsarım herhalde:) Sayenizde bu güzel anı tekrar canlandı... Sevgiler...
Telefona yüklenen anlam şimdikinden çok farklıydı.. Ciddi bir işti telefon sahibi olmak. izin alarak arama yapardık..:) Gelen arama sonucunda komşuya koşup "sana telefon var" diye çağırmışlığımız vardır..:)
Çok nostaljik bir yazı olmuş, eskiye götürüp gülümsettiniz :). Eskiden daha zor olsa da kıymeti biliniyormuş her şeyin, insanlar adab-ı muaşerete göre yaşamaya dikkat edermiş. Hey gidii.
Ben o zamanlar 1975 den 1983 e kadar , eve telefon bağlanacak diye sıra beklemiştim...:))) Eşim rahmetliye memleketinde anasının vefatını kasabaya , postanaeye adam gönderip okuluna telefon ettirerek haber vermişlerdi,evde telefonumuz yoktu...
Bu telefondan babannemin evinde mevcut.İlk bağlandığı yılları görmemiş olsamda sonrasında o telefonla konuşmanın tadını çok yaşadım.Tabi o zamanlar cep telefonu sayılı kişilerde olan pahalı bir araçtı.Eskilerin tadı bir başka.Nostaljiye aşık birisi olarak beni çok uzaklara götürdünüz.Çok teşekkür ederim :)
Hala bu telefonlardan bir tanesi evin bir köşesinde durmakta bizim. Sizi takip edip yazılarınızı okumak istiyorum. Sizde blogumu gelir yorum ve önerilerde bulunursanız çok sevinirim. Başarıları dilerim... http://engelsizrenkler.blogspot.com.tr/
O zamanlar cok guzeldi. Eve telefon sorasi gelip baglandimi eve telefonla birlikte itibarda gelirdi.
YanıtlaSilTüfek icad oldu mertlik bozuldu :))
SilHey gidi günler hey...
YanıtlaSilHiç unutmuyorum, rahmetli annem ile birlikte bir yaz sıcağında onca yol yürüyüp, posta idaresine telefona müracaat etmek için gitmiştik. Ben düşündüm telefoncular ertesi gün gelecek; bizlerde telefon ile tanışma fırsatına nail olacağız. O kadar yoğun talep vardı ki bir yılın sonunda ümidimizi kestiğimiz bir anda telefoncular geldi. Çocuktuk işte orada burada millete hava atmak için " Biliyor musunuz muhtardan sonra bizim evde de artık bir telefon var." Ne bileyim çocukluk işte...
Artık telefonumuz sadece bize değil, tüm yakın konu komşuya mal olmuştu. Okuldan geldiğim zamanlar ara ara rahmetli annemin komşular ile telefon muhabbetlerine şahit olurdum. Sanki aileye yeni biri katılmış gibiydi. Bir aralar hatırladığım o telefonların sıfır "0" tuşuna bir kilit takılırdı. Sanırım il dışı aramalar yapılmasın diye...
Çocukluk ya muzırlık yapmak için o kilidi açmak için uğraşır dururduk. sonra öğrendik ki saç tokası ile açılabiliyormuş. O artık evimizin baş köşesinde ona ayrılmış yerinde üzerinde dantelli oya örtüsüyle bir arama sesini bekler dururdu.... Keşke her şey böyle güzel kalabilseydi.
Gece gece maziye uzun bir yolcululuk yaptım. Emeğinize yüreğinize, kaleminize sağlık.
Sevgi Saygı Ve Hürmetlerimle
Çok teşekkür ederim , ben de eksik bildiklerimi öğrendim .sevgiyle kalın
Silne güzel günlerdi....
YanıtlaSilben de yeşil olanlarını hatırlıyorum :)
Hemen hemen herkesin evinde bir dönem yer etmiş , güzel anılara sebep olmuş araçtı
SilBizde de kırmızı telefon vardı. O zamanlar hepböylemiydi bunlar:)))
YanıtlaSilEvet
SilMerhabalar, ömrümün ilk yıllarında ilk kez bir telefonu elime alıp konuşma yapmam ilkokula başladığım yıl olmuştu. Öğretmenimiz sınıfı müdürün odasına götürmüş, öğrencilerin arasından beni seçmiş ve komşu okulun numarasını çevirtip konuşturmuştu. Artık nasıl bir heyecan yaşadıysam yıllarca hafızamda kalmış, son nefesime kadar da anımsarım herhalde:) Sayenizde bu güzel anı tekrar canlandı...
YanıtlaSilSevgiler...
Güzel anılarınızın canlanmasında katkım olduysa ne mutlu bana
SilTelefona yüklenen anlam şimdikinden çok farklıydı.. Ciddi bir işti telefon sahibi olmak. izin alarak arama yapardık..:) Gelen arama sonucunda komşuya koşup "sana telefon var" diye çağırmışlığımız vardır..:)
YanıtlaSilKomşudan telefon etmek vardı bir de
SilÇok nostaljik bir yazı olmuş, eskiye götürüp gülümsettiniz :). Eskiden daha zor olsa da kıymeti biliniyormuş her şeyin, insanlar adab-ı muaşerete göre yaşamaya dikkat edermiş. Hey gidii.
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim , eskiden herşey çok azmış ve zor elde ediliyormuş ve insanlar daha gerçekçiymiş. Şimdilerde herşeyi çabucak tüketir olduk.
Silahhhh beni cocukluguma goturdun sevgili tigris , hele ustundeki dantel gerci dantel heryerdeydi, tv ustu sehpa ustu koltuk ustu siyan onluklerimizi susuleyen yakalarimizda , iyi ki yasamisiz o gunleri, iyiki 80 lerde cocuk olmusum
YanıtlaSilİyi ki yaşamışız ;))
SilBen o zamanlar 1975 den 1983 e kadar , eve telefon bağlanacak diye sıra beklemiştim...:))) Eşim rahmetliye memleketinde anasının vefatını kasabaya , postanaeye adam gönderip okuluna telefon ettirerek haber vermişlerdi,evde telefonumuz yoktu...
YanıtlaSilEvlerimize çok geç girdi ama teknolojiye yenik düştü adı anılmaz oldu.
SilNe güzel de hikaye etmiş siniz. Benim 80ler aklıma geliyor
YanıtlaSilTeşekkür ederim . Seksenlerin içinde vazgeçilmez yeri olan telefon şimdilerde unutuldu gitti
SilBu telefondan babannemin evinde mevcut.İlk bağlandığı yılları görmemiş olsamda sonrasında o telefonla konuşmanın tadını çok yaşadım.Tabi o zamanlar cep telefonu sayılı kişilerde olan pahalı bir araçtı.Eskilerin tadı bir başka.Nostaljiye aşık birisi olarak beni çok uzaklara götürdünüz.Çok teşekkür ederim :)
YanıtlaSilBu telefonla ilgili herkesin bir yaşanmışlığı var ne güzel ;)
SilHala bu telefonlardan bir tanesi evin bir köşesinde durmakta bizim.
YanıtlaSilSizi takip edip yazılarınızı okumak istiyorum. Sizde blogumu gelir yorum ve önerilerde bulunursanız çok sevinirim. Başarıları dilerim...
http://engelsizrenkler.blogspot.com.tr/
Öncelikle hoşgeldiniz. Sizi takibe alacağım. Elimden geldiğince yardım etmek isterim ;))
Sil