21 Ekim 2024 Pazartesi

Porsuk Nehri’nin Hikayesi




Porsuk Nehri’nin Hikayesi


Eskişehir’in kalbinde, Porsuk Nehri sakin bir şekilde akıyordu. Dört mevsim boyunca, nehir çevresindeki yaşamı kucaklayarak şehrin ruhunu yansıtıyordu.


Bahar geldiğinde, nehir kıyısındaki ağaçlar tomurcuklanmış, rengarenk çiçekler açmaya başlamıştı. Gençler, sevgilileriyle nehir kenarındaki banklarda oturuyor, çiçeklerin arasındaki kokuları soluyarak mutluluğu paylaşıyorlardı. Porsuk, baharın neşesini yansıtarak, üzerindeki gondolların dalgalarla oynamasına izin veriyordu. Kahkahalar, suya karışırken, nehir de bu sevinci sessizce kabul ediyordu. Şehir, yaşam dolu bir festival gibiydi.


Yaz geldiğinde, Porsuk Nehri daha da canlı bir hal aldı. Güneş, suyun yüzeyinde altın parıltılar yaratırken, insanlar ağaçların koyu gölgesinde uzanıp nehrin fısıltısını dinliyorlardı.  Şehre gelen turist kafilelerinin  gondola binmek için oluşturduğu sıranın sonu görünmüyordu. Aileler Kanlıkavak  bölgesinde piknik yapıyor, Nehir kenarında yer alan kafelerde kahve içenler, günün sıcaklığında dinleniyordu. Yazın enerjisi, şehri sarmış, Porsuk ise bu canlılığın kaynağı haline gelmişti.


Sonbahar geldiğinde, nehir etrafındaki yapraklar sararıp dökülmeye başlamıştı. Altın ve kırmızı tonları, nehrin yüzeyinde yüzen yapraklarla birleşerek büyüleyici bir manzara oluşturuyordu. Öğrenciler, üniversitenin kampüsünden inip Porsuk’un kenarında ,Adalarda yürüyüşe çıkıyor, ağaçların altında ders çalışıyordu. Hüzün ve nostalji dolu bir atmosfer, sohbetleri derinleştiriyor, geçmişe dair anılar tazeliyordu. Porsuk, sonbaharın dinginliğinde, düşüncelere dalanları dinliyordu.


  Kış geldiğinde, Porsuk Nehri beyaz bir örtüyle kaplandı. Buz tabakaları suyun kenarlarını sararken, şehir soğuk ve sessiz bir havaya büründü. İnsanlar, kalın kıyafetleriyle nehir kenarındaki kafelere sığınarak sıcak içeceklerini yudumluyordu. Porsuk, kışın sakinliğini taşırken, soğuk rüzgârın sesini dinleyerek dinginliği sunuyordu.

Zaman geçtikçe, Porsuk Nehri Eskişehir’in ruhunu şekillendirdi. Baharın neşesi, yazın coşkusu, sonbaharın hüznü ve kışın dinginliği; hepsi bu nehrin akışında hayat bulmuştu. Porsuk, şehir halkına her mevsim bir hikaye, bir duygu sunarak akmaya devam etti. Şehir, nehirle birlikte var oldu; her dalga, her akış, yaşamın içindeki renklerin bir parçasıydı.


Sevgiyle 

Tigris 

21.10.2024

20 Ekim 2024 Pazar

Sonbaharın Melankolisi: Duyguların Dönüşümü

 



Sonbaharın Melankolisi: Duyguların Dönüşümü


Sonbahar, doğanın bir dönüm noktasıdır; sıcak yaz günlerinin ardından gelen hüzünlü bir veda. Bu mevsim, ağaçların yapraklarını altın sarısı ve derin kırmızılara boyarken, insan ruhunun derinliklerinde de bir değişim başlatır. Sonbaharın gelişini, yalnızca doğanın değil, aynı zamanda duygularımızın da yeniden şekillendiği bir dönem olarak görmek mümkündür.


Yaprakların dökülmesi, sadece bir doğa olayı değil; kaybın, geçişin ve yenilenmenin sembolüdür. Her bir düşen yaprak, geçmişin anılarını beraberinde getirirken, insan kalbinde de benzer bir ağırlık bırakır. Bu dönem, hatıraların gün yüzüne çıktığı, eski sevdaların, dostların, kaybedilenlerin düşünüldüğü bir zamandır. Gözlerimizde beliren yaş, geçmişin özlemiyle karışır; bir tarafta sıcak yazın hatıraları, diğer tarafta sonbaharın getirdiği melankoli.


Havanın serinlemesi, günlerin kısalmasıyla birlikte içsel bir yolculuğa çıkarız. Kışa hazırlık sürecinde, ruhumuz da yeniden gözden geçirilir. Sonbahar, yenilenme arzusuyla dolu ama aynı zamanda geçmişle yüzleşmek için bir fırsat sunar. Kahve kokulu sıcak içecekler eşliğinde, pencereden dışarı bakarken, dökülen yaprakların sesi, ruhumuzdaki boşluğu daha da belirgin hale getirir.


Sonbahar, aynı zamanda değişimin ve dönüşümün mevsimidir. Her şeyin sona erdiği hissi, aslında yeni başlangıçların tohumlarını taşır. Tıpkı ağaçların yapraklarını dökmesi gibi, biz de hayatımızdaki gereksiz yüklerden kurtulmayı öğreniriz. Kimi zaman hüzünlü, kimi zaman coşkulu, sonbahar duygularımızın karmaşasına ayna tutar. Sonbahar, geçmişi sorgulama, hatıraları anımsama ve geleceğe umutla bakma dönemidir.


Gün batımlarındaki sıcak tonlar, sonbaharın sunduğu en güzel manzaralardan biridir. Bu görüntüler, ruhumuza bir huzur getirirken, aynı zamanda derin bir yalnızlık hissi de uyandırır. Her bir gün batımı, geçmişle yüzleşmek için bir fırsattır; belki de kaybedilenler için bir veda.


Sonbahar, hayatın döngüselliğinin en güzel örneklerinden biridir. Düşen yapraklar, acı ve sevinci harmanlayarak, insana yaşamın geçici olduğunu hatırlatır. Sonbaharın hüzünlü güzelliği, içsel bir yolculuğa davet ederken, geçmişe dair anılarla da barışmamız için bir alan yaratır. Belki de en önemli ders, her sonun yeni bir başlangıca gebe olduğudur.


Sonuç olarak, sonbahar sadece bir mevsim değil, ruh halimizin ve duygularımızın bir yansımasıdır. Melankolinin yanı sıra, umut ve yenilenme duygularını da içinde barındırır. Her düşen yaprak, yeni bir başlangıcın habercisi olarak, bize yaşamın değerini hatırlatır.


Sevgiyle 

Tigris 

20.10.2024

Öne Çıkan Yayın

Yalnızlığa Dair

Birine bağlanamayacak kadar        kalabalık yalnızlıklarım         var benim .  Tigris