23 Eylül 2018 Pazar
20 Eylül 2018 Perşembe
AFİFE JALE
Osman Balcıgil - Afife Jale |
Merhaba dostlar
Epeydir kitap paylaşmıyordum.
Bu sefer öyle bir kitapla geldim ki sormayın. Dörtyüz seksen yedi sayfayı bir solukta bitirdim , bitirmesine de etkisinden hala kurtulamadım.
Kitabın adı: Nefesi Tutku Olan Kadın
AFİFE JALE
Yazarı : Osman Balcıgil
Yayınevi : Destek Yayınları
Osman Balcıgil’in daha önce Celile, Yeşil Mürekkep, İpek Sabahlık adlı romanlarını da aynı keyifle ve akıcılıkla okumuştum. Celile’de Nazım Hikmet’in annesi Celile Hanımın, Yeşil Mürekkep’te Sabahattin Ali’nin , İpek Sabahlık’ta da Suat Derviş’in hayatını konu edinen yazar, son kitabında da Afife Jale’nin hayatını kaleme almış.
Bilindiği üzere Afife Jale, Türk tiyatro tarihinde sahne almış ilk müslüman kadındır. Roman Afife Jale’nin hazin hayatını dönemin önemli olaylarını ve Türk tiyatrosunun tarihi gelişimiyle harmanlayarak gözler önüne seriyor.
Romanın beni en çık etkileyen bölümü ise ünlü bestekar Selahattin Pınar’ın Afife’ye duyduğu aşk ve
Yaşanan aşkın en güzel eserlerin esin kaynağı olmasıdır.
Anladım sevmeyeceksin sen beni nazlı çiçek, huysuz ve yatlı kadın , nereden sevdim o zalim kadını , geçti ömrüm yine hala ben o bin dert ileyim , Beni de alın ne olur koynunuza hatıralar
Afife’ye duyulan aşkın meyveleridir.
Nefesi Tutku olan Kadın’ın zorluklarla dolu, hazin hayatı ,gözyaşlarınız ve Selahattin Pınar’ın eşliğinde soluksuz okunası bir kitap.
17 Eylül 2018 Pazartesi
14 Eylül 2018 Cuma
HAYDAR’ınan Denk
Efendim hikayemiz Orta Anadolu’nun küçük bir ilinin mahallelerinin en kenarında geçmektedir.
Mahalleye mecburiyetler karşısında taşınmış, o mahalleye tabiri caizse iki numara büyük gelen , ailemizin biri erkek diğeri kız olmak üzere iki çocukları vardır. Gün geçer ve kızımız büyüyüp serpilir ve çok güzel ve çok maharetli bir genç kız olur. Mahalleli ve yakın çevre mahallerde kızın güzelliği dillere destan olur. Gel zaman git zaman kızın evini görücüler aşındırmaya başlar. Ama kızın babası “ size verecek kızım yok “ diyerek kapıyı yüzlerine vurur. Kızımız birgün kapının önündeki duvara dayanmış dururken o sırada Haydar’ın annesi de oradan geçmektedir. “ Kızım bana bir bardak su ver. der. Kızı görür görmez çok beğenir. Bu sırada kızın annesi sesleri duyarak dışarı çıkar. Kadın hemen , kızın annesiyle konuşmaya başlar ve sorular sorar. “ Oğluma kız bakıyorum, maşallah kızın da çok güzelmiş. İki işaret parmağını yanyana getirerek “ Haydar’ınan denk” der.
Kadın oğlunu över, kıza bakar maşallah der ve her cümlesinin sonunu “ Haydar’ınan denk” diyerek ve iki işaret parmağının yan yana getirmeyi de ihmal etmeden bitirir. Kızın annesi “ Benim kızım okuyor, evlenmeyi düşünmüyor. “ dese de Kadın “ Siz buradakilere benzemiyorsunuz , iyi insanlara benziyorsunuz.” der ve kıza bakıp yine aynı cümleyle ve hareketle konuşmasını bitirir. “ Haydarımnan denk .” İki işaret parmağı yine yanyana gelir.
Bakar ki kızın da ailesinin de gönlü yok “ben yine gelirim “ diyerek gider.
Gel zaman git zaman kadın kızın güzelliğini aklından çıkarmaz .Haydar’ın annesi hiç düşünmemiştir . Oğlum ister mi , kızın gönlü var mı yok mu, boyu boyuna uyuyor ya , güzel de kız bu iş tamamdır. “ Haydarınan denk “ diye düşünerek bir kere daha şansını denemeye karar verir ve kızın kapısına gelir. Bu sefer kapıdaki kızın babasıdır. Kadın daha ağzını açıp “ Haydar’ınan..., Haydar,
Hay...diyemeden “ bizim verecek kızımız yok “ diyerek kovup kapıyı üzerine kapatmıştır.
Bu olay gerçekte yaşanmış olup , bizzat yaşayan kişilerden dinlemiştim.
Bu söz beni o kadar hoşuma gitti ki neden günümüzden de bir deyim çıkmasın diyerek kullanır hale geldim . Olur olmaz , hiç alakasız iki şeyi bir araya getirip benzeştirenlere “hah tam Haydar’ınan denk “ diyorum tabiki iki işaret parmağımı da yanyana getirmeyi de ihmal etmeden.
Mahalleye mecburiyetler karşısında taşınmış, o mahalleye tabiri caizse iki numara büyük gelen , ailemizin biri erkek diğeri kız olmak üzere iki çocukları vardır. Gün geçer ve kızımız büyüyüp serpilir ve çok güzel ve çok maharetli bir genç kız olur. Mahalleli ve yakın çevre mahallerde kızın güzelliği dillere destan olur. Gel zaman git zaman kızın evini görücüler aşındırmaya başlar. Ama kızın babası “ size verecek kızım yok “ diyerek kapıyı yüzlerine vurur. Kızımız birgün kapının önündeki duvara dayanmış dururken o sırada Haydar’ın annesi de oradan geçmektedir. “ Kızım bana bir bardak su ver. der. Kızı görür görmez çok beğenir. Bu sırada kızın annesi sesleri duyarak dışarı çıkar. Kadın hemen , kızın annesiyle konuşmaya başlar ve sorular sorar. “ Oğluma kız bakıyorum, maşallah kızın da çok güzelmiş. İki işaret parmağını yanyana getirerek “ Haydar’ınan denk” der.
Kadın oğlunu över, kıza bakar maşallah der ve her cümlesinin sonunu “ Haydar’ınan denk” diyerek ve iki işaret parmağının yan yana getirmeyi de ihmal etmeden bitirir. Kızın annesi “ Benim kızım okuyor, evlenmeyi düşünmüyor. “ dese de Kadın “ Siz buradakilere benzemiyorsunuz , iyi insanlara benziyorsunuz.” der ve kıza bakıp yine aynı cümleyle ve hareketle konuşmasını bitirir. “ Haydarımnan denk .” İki işaret parmağı yine yanyana gelir.
Bakar ki kızın da ailesinin de gönlü yok “ben yine gelirim “ diyerek gider.
Gel zaman git zaman kadın kızın güzelliğini aklından çıkarmaz .Haydar’ın annesi hiç düşünmemiştir . Oğlum ister mi , kızın gönlü var mı yok mu, boyu boyuna uyuyor ya , güzel de kız bu iş tamamdır. “ Haydarınan denk “ diye düşünerek bir kere daha şansını denemeye karar verir ve kızın kapısına gelir. Bu sefer kapıdaki kızın babasıdır. Kadın daha ağzını açıp “ Haydar’ınan..., Haydar,
Hay...diyemeden “ bizim verecek kızımız yok “ diyerek kovup kapıyı üzerine kapatmıştır.
Bu olay gerçekte yaşanmış olup , bizzat yaşayan kişilerden dinlemiştim.
Bu söz beni o kadar hoşuma gitti ki neden günümüzden de bir deyim çıkmasın diyerek kullanır hale geldim . Olur olmaz , hiç alakasız iki şeyi bir araya getirip benzeştirenlere “hah tam Haydar’ınan denk “ diyorum tabiki iki işaret parmağımı da yanyana getirmeyi de ihmal etmeden.
9 Eylül 2018 Pazar
3 Eylül 2018 Pazartesi
1 Eylül 2018 Cumartesi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
-
Merhaba Cafeciler. Bugün kahvemizin yanına güze bir türkü eşlik ediyor. belki ilk defa duyduyğunuz belki de aa ben biliyordum dediğiniz. ...
-
Kuşkusuz ki mutfaktaki en büyük yardımcılarımız kullandığımız araç gereçlerdir. “Alet işler el övünür” demiş büyükler. Doğrama ,kesme,par...
-
Selam Cafe dostları Evet doğru duydunuz Tigris 10 bin bakımına girdi. tatil dönüşünden beri eski sıkıntıları nüksedip de dayanılmaz b...
-
Her gün işe gidip geldiğim güzergahta çevredeki ağaçları yerdeki otu, ağaçtaki kuşları incelemeyi çok seviyorum. Yol üstünde bir de okul va...
-
Selam Dostlarım Sabaha kadar uykusuz ve bol gözyaşlı geceden sonra biraz sakinleşebildim. Hayırdır Tigris dediğinizi duyar gibiyim. D...
-
ANAHTAR Eski bir anahtar, yılların yükünü taşıyan bir kapıyı aralamak için bekler. Paslanmış dişleri, her biri ayrı bir zamanın izini taşı...
Öne Çıkan Yayın
Yalnızlığa Dair
Birine bağlanamayacak kadar kalabalık yalnızlıklarım var benim . Tigris